Sadece Denizli’nin değil, ülkemizin bile turizm ve tekstilden sonra ihtiyacı olduğu en önemli sektörlerden birinin makine sektörü olduğunu ileri süren MAKSİAD Başkanı Mehmet Sarı, ithalat giderlerinin başında, yurtdışına ödetilen makine alımlarının geldiğini söyledi. “Bu yüzden de ülkemizin döviz açığını kapatmakta büyük sıkıntılar yaşıyoruz” diye belirten Sarı, “Bilindiği gibi, son 10 yıla gelinene kadar, ülkemizin üretimine yönelik yatırım yapan işadamları, makinalarının hemen hemen hepsini, yurtdışına milyarlarca dolar döviz ödeyerek ülkemize getirmek durumunda kalıyordu. Çok şükür son 10 yıldır, Türk makine sektörü önemli gelişmeler gösterdi. Makine ihtiyacının küçümsenemeyecek bir bölümünü, artık kendi ülkemizden karşılar duruma geldik. Bu gelişme önemli ve sevindirici; ama kesinlikle yeterli değildir” dedi.

“YERLİ FİRMALARA YETERİ KADAR SAHİP ÇIKILMIYOR”

Ülkemizin, yenidünya düzeninde hak ettiği yere hızla ulaşabilmesi için, makine sanayisine büyük iş düştüğünü, makine sanayisinin gelişmediği ülkelerin ise geri kalmışlık bataklığında çırpındığını da önemle vurgulayan MAKSİAD Başkanı Sarı, “Biz makineciler, üzerimize düşeni fazlasıyla yapmak için yoğun çaba harcıyoruz. Ama geri dönüp baktığımızda, çok zor şartlar altında makine üretimi yapan yerli firmalarımızın, dış firmalarla ve dışarıdan ithal makine getirip satan firmalarla hemen hemen aynı şartlara sahip olduğumuzu görünce de üzülüyoruz” dedi. Sarı, “Denizli’de, MAKSİAD’ın yarattığı güç birliği ve dayanışma ortamı sayesinde makine sanayisinde çok önemli aşamalar kat ettik. Sadece iç piyasaya değil, yurt dışına bile makine ihraç eden onlarca firmamız ortaya çıktı. Bu tabi ki de çok sevindirici bir gelişme bizim için… Ama ne yazık ki, Türkiye de yerli üretim yapan makinecilerin üretmiş olduğu makinelerin aynısı makineler ithal edildiğinde, bizim yerli üretim yapan makinecilerin haklarının, aynısına sahip olabiliyorlar. Diğer bir deyişle, başka ülkelerin makineci firmaları, bizim ülkemizde de aynı haklara sahip bir şekilde satış yapabiliyor. Mesela ülkemizdeki üretim yapan yerli yatırımcılar teşvik belgesi kullanıyor; aynı o teşvik belgesini ithalat ettiği makinede de kullanabiliyor.

Bu, böyle olursa, biz kendi ülkemizin yerli üretim yapan makinecilerini nasıl koruyacağız ve onlara nasıl destek olacağız. Bizimle aynı şartlar da teşviklerden faydalandıkları için,  rekabet açısından çok sıkıntılı ortamlar yaşıyoruz. Gümrük vergisi, KDV gibi, bizim haklarımızın aynısını onlarda kullanıyor. Birçok ülke, bu konuda yerli üreticisini ciddi oranlarda korurken, biz bu konuda adeta sınıfta kaldık. Ne yapıp edip, yerli üreticinin hem üretim sırasında ki hakları, hem de ihracat yaparken ki olanakları, genişletilerek korunmalıdır. Aksi takdirde, altın yumurtlayan tavuğu kendi elimizle, kesmiş oluruz” dedi.