Çalışamayan genç, iş arayan emekli, görünmeyen kadın...

TÜİK geçtiğimiz günlerde işgücü verilerini açıkladı. 2025 yılının ilk çeyreğinde Resmi verilere göre işsizlik oranı yüzde 8,2’ye gerilerken, iş bulma umudunu yitirenler, geçim zorluğu çeken emekliler ve işgücünden çekilen kadınların sayısındaki artış dikkat çekiyor. Açıklanan resmi rakamlara göre işsizlik azalıyor. Rakamlar bizi yanıltabilir mi? Rakamlarla oynarsanız neden olmasın. Bu konuda TÜİK’in eline su dökülmez.

Gelin işsizlik meselesine TÜİK’in verileri yada gözüyle bakalım. Bu rakamlardan bile gerçek işsizlik oranını yakalamak mümkün.

TÜİK verilerine göre, 2025’in ilk çeyreğinde işsiz sayısı bir önceki çeyreğe göre 183 bin kişi azalarak 2 milyon 884 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,4 puanlık düşüşle yüzde 8,2 seviyesine indi. Ancak aynı dönemde istihdam edilenlerin sayısı da 266 bin kişi azalarak 32 milyon 389 bine geriledi, istihdam oranı ise yüzde 48,9 olarak kaydedildi.

TÜİK’in işsizlik tanımına göre, yalnızca son dört hafta içinde aktif iş arayanlar işsiz sayılıyor. İş bulma umudunu yitirenler ya da iş aramayanlar bu hesaplama dışında kalıyor. Bu nedenle, işgücüne dahil olmayanların sayısı 566 bin kişi artarak 30 milyon 932 bine ulaştı. Resmi işsizlerin yaklaşık yüzde 20’si bir yıldan uzun süredir iş bulamayanlardan oluşuyor.

****

Emekliler, asgari ücretin altında kalan maaşlarla geçimlerini sürdürmekte zorlanıyor. Bu durum, birçok emeklinin çalışmaya devam etmesine veya iş aramasına neden oluyor. 2023’ün ilk çeyreğinde 5 milyon 84 bin kişi emekli olduğu için işgücüne katılmıyorken, 2025’in ilk çeyreğinde bu sayı 725 bin kişi azalarak 3 milyon 903 bine geriledi. Türkiye’de yaşlılık aylığı alan 12 milyon 150 bin emekliden 8 milyon 248 bini ya çalışıyor ya da iş arıyor.

Bu veriler, emeklilerin fiili emeklilikten uzaklaştığını gösteriyor. Geçim derdi, emeklileri işgücü piyasasına geri dönmeye zorluyor. Özellikle düşük maaşlar, emeklilerin temel ihtiyaçlarını karşılamasını zorlaştırıyor.

İş bulma umudunu yitiren “umutsuz işsizler”in sayısı, 2025’in ilk çeyreğinde 2 milyon 779 bine ulaştı. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre 706 bin kişilik bir artışı ifade ediyor. Umutsuz işsizlerin yaklaşık yüzde 40’ı, 15-34 yaş arasındaki gençlerden oluşuyor.

Umutsuzluk, özellikle genç nüfusta geleceğe dair karamsar bir tablo çiziyor. 15-34 yaş grubunda 6 milyon 700 bin kişi ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. Bu oran, 15-24 yaş grubunda yüzde 22,9, 15-29 yaş grubunda yüzde 26,4, 15-34 yaş grubunda ise yüzde 27,7 seviyesinde.

Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin sayısı, 2024’ün ilk çeyreğine göre 64 bin kişi artarak 2 milyon 649 bine ulaştı. 15-24 yaş grubunda yer alan 1 milyon 215 bin üniversite mezununun yüzde 30’u, yani 373 bin kişi, iş bulamadığı için çalışamıyor. Genç işsizlik oranı ise yüzde 15 seviyesinde; erkeklerde yüzde 10,8, kadınlarda ise yüzde 22,7 olarak tahmin ediliyor.

Bu durum, gençlerin işgücü piyasasında karşılaştığı yapısal sorunları gözler önüne seriyor. Eğitim sisteminin iş piyasasıyla uyumsuzluğu ve sınırlı iş fırsatları, gençleri umutsuzluğa sürüklüyor.

***

Kadınların işgücüne katılımı, 2025’te de cinsiyet eşitsizliğinin gölgesinde kaldı. Son bir yılda 850 bin kadın, ailevi gerekçelerle işgücü piyasasından çekildi. Kadınlarda işsizlik oranı yüzde 22,7 ile erkeklerden (yüzde 10,8) iki kat daha yüksek. İşgücüne katılma oranı ise kadınlarda yüzde 36, erkeklerde yüzde 71 seviyesinde.

Kadınlar, genellikle düşük ücretli, güvencesiz ve kayıt dışı işlerde çalışıyor. Özellikle tarım sektöründe yoğunlaşan kadın emeği, kente göçle birlikte işgücünden çekiliyor ve bakım emeğine yöneliyor. Eğitim seviyesi düşük kadınların işgücüne katılım oranı, erkeklere kıyasla üç kat daha az. Kadınlar adeta işgücü piyasasından çekiliyor.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı, bir önceki çeyreğe göre 0,4 puan artarak yüzde 28,5’e yükseldi. Bu oran, işgücü piyasasındaki kırılganlığı ve gizli işsizliği yansıtıyor. DİSK-AR’a göre, geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 28’e ulaşırken, her beş kadından yalnızca biri kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer alıyor.

Atıl işgücü, işgücü piyasasının potansiyelini tam anlamıyla kullanamadığını gösteriyor. Özellikle kadınlar ve gençler, bu oranın yüksek olmasında önemli bir rol oynuyor.

Rakamlar bize işsizlik azaldı dese de gerçek işsizlik rakamları olduğu yerde duruyor…

{ "vars": { "account": "UA-108757569-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }