DENİZLİ HABERLERİ

Denizli Antik Çağların Mirası Üzerinde Oturuyor

Denizli, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan ve bünyesinde 19 antik kent barındıran zengin kültürel mirasıyla dikkat çekiyor. Böylesi bir zenginliğin üzerinde yükselen Denizli’de antik kentlerin yanı sıra, tarih öncesi dönemlere ait höyük ve tümülüsleriyle de arkeolojik anlamda büyük bir öneme sahip. Denizli’nin antik şehirleri, höyük ve tümülüsleri ile ilgili tüm bilgiler haberimizde…

Denizli, sınırları içindeki 19 antik kent ile Anadolu’nun en zengin arkeolojik alanlarından biri olma özelliğini taşıyor. Kent, sadece Pamukkale gibi bilinen destinasyonları değil, henüz keşfedilmeyi bekleyen onlarca tarihi mirasıyla da dikkat çekiyor. Bu değerlerin korunması ve tanıtılmasıyla bölgenin kültürel ve turistik potansiyelinin daha da artması bekleniyor.

HİERAPOLİS ANTİK KENTİ

Pamukkale’nin hemen yanında yer alan Hierapolis, Denizli’nin ve Türkiye’nin en çok ziyaret edilen antik kentlerinden biri. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan kent, antik dönemde bir termal sağlık merkezi olarak kullanıldı. Aynı zamanda Hristiyanlık açısından da önemlidir; Havari Filipus’un burada öldüğü kabul edilir ve mezarı bu kenttedir. Kentte tiyatro, agora, gymnasium, nekropol ve antik cadde gibi yapılar dikkat çekiyor. Arkeolojik kazılarla birlikte her yıl yeni bölümler gün yüzüne çıkarılıyor.

LAODİKEİA ANTİK KENTİ

Denizli kent merkezine yaklaşık 6 kilometre uzaklıktaki Laodikeia, Antik Frigya bölgesinde yer alıyor. Hristiyanlık tarihinde de önemli bir yeri olan kent, İncil’de adı geçen yedi kiliseden birine ev sahipliği yapıyor. Bu kilisenin kalıntıları gün yüzüne çıkarılmış ve fresk kalıntılarına ulaşılmıştır. Stadyumu, tiyatrosu, sütunlu caddesi ve tapınakları ile bölgenin en büyük kentlerinden biri olduğu değerlendiriliyor. Kazı çalışmaları yoğun biçimde devam ediyor.

TRİPOLİS ANTİK KENTİ

Buldan ilçesi sınırlarında, Büyük Menderes Nehri kıyısında bulunan Tripolis, Lydia, Karya ve Frigya sınırlarının kesişim noktasında kurulmuş. Özellikle mimari kalıntıları ve nekropol alanı ile öne çıkan kentte kazılar sürüyor. Nekropolde, amphora içine gömülmüş çocuk mezarları da dâhil olmak üzere farklı defin geleneklerine ait bulgular elde edilmiştir. Roma Dönemi’ne ait hamam, tiyatro ve agora gibi yapılar iyi korunmuş durumda.

COLOSSAE (KOLOSSAİ) ANTİK KENTİ

Honaz ilçesi yakınlarında yer alan Colossae, antik dönemin önemli ticaret yolları üzerinde konumlanmış. Kent, erken Hristiyanlık döneminde önemli bir merkezdi. 2021 yılında sistematik kazı çalışmalarına başlanmıştır ve arkeolojik potansiyeli her geçen yıl daha da belirginleşmektedir.

TABAİ (TABAE) ANTİK KENTİ

Kale ilçesinde bulunan Tabae Antik Kenti, özellikle sur kalıntıları ve akropolüyle öne çıkıyor. Antik kaynaklarda Lidya ile ilişkilendirilen bu kent, Roma ve Bizans dönemlerinde de kullanılmış. Kentin doğusunda, Helenistik ve Roma dönemlerine ait tümülüsler de tespit edilmiştir. Günümüzde bazı arkeolojik araştırmalar yapılmış olsa da kazı çalışmaları sınırlı düzeyde.

APOLLON LERMENOS ANTİK KENTİ

Sarayköy ilçesi sınırlarında yer alan bu antik yerleşim, Apollon adına yapılmış kutsal bir alanı barındırıyor. Henüz kazı çalışmaları başlamamış olsa da bölgedeki yüzey araştırmaları ve kalıntılar, antik bir kent olduğunu doğruluyor. Termal özellik taşıyan alanlar, kutsal tedavi yeri olarak kullanılmış olabilir.

ADRİANİON ANTİK KENTİ

Çivril ilçesine bağlı Bekilli yakınlarında konumlanan Adrianiom, küçük bir yerleşim olmasına rağmen özellikle yazıtları ve mezar yapıları ile önem taşıyor. Kentin konumuyla ilgili çeşitli hipotezler bulunsa da kazılar henüz yapılmadı.

DIONYSOPOLIS ANTİK KENTİ

Çal ilçesi sınırlarında yer aldığı düşünülen bu kent, adını şarap tanrısı Dionysos’tan alıyor. Yüzeyde belirli kalıntılar tespit edilmiş, fakat kazılar başlamamış durumda. Kentin tam yeri henüz kesinleşmemiştir.

EUMENEİA ANTİK KENTİ

Çivril ilçesinin Işıklı bölgesinde yer alan Eumeneia, Hellenistik Dönem’de kurulmuş. Kent, Roma döneminde büyük gelişme göstermiştir. Agora, tiyatro ve hamam gibi kalıntılarıyla dikkat çekiyor. Şehir planı ve yazıtlar, Eumeneia’nın bölgedeki önemli kentlerden biri olduğunu göstermektedir.

OTRİON ANTİK KENTİ

Bozkurt ilçesi yakınlarındaki bu antik yerleşim, hakkında en az bilgi bulunan kentler arasında yer alıyor. Yüzeyde yapı kalıntıları bulunmuş ancak detaylı araştırma yapılmamış durumda. Arkeolojik belgelenmesi hâlâ beklenmektedir.

SEBASTOPOLIS ANTİK KENTİ

Tavas ilçesi civarında yer aldığı düşünülen Sebastopolis, Bizans dönemi belgelerinde geçmektedir. Arkeolojik kazı çalışmaları yapılmadığı için mevcut durumu bilinmemektedir. Yüzey araştırmaları, lokalizasyon için yeterli veri sağlayamamıştır.

HERAKLEIA SALBAKE ANTİK KENTİ

Babadag ilçesi yakınlarında bulunan bu antik kent, Frigya bölgesine ait yerleşimlerden biridir. Özellikle mezar yapıları ve yazıtlarla dikkat çekmektedir. Bölgede kaçak kazılar nedeniyle zarar gören tümülüs yapıları da mevcuttur. Henüz kazı çalışması yapılmamıştır.

LOUNDRA ANTİK KENTİ

Yeri tam olarak belirlenememiş olmakla birlikte, Denizli sınırları içinde olduğu tahmin edilmektedir. Antik kaynaklarda ismi geçmektedir, ancak modern arkeolojik veriler henüz kesin konumu ortaya koymamıştır.

ANAVA ANTİK KENTİ

Kuyucak yolu üzerinde konumlandığı değerlendirilen bu antik yerleşim hakkında kısıtlı bilgi bulunmaktadır. Kazı ya da yüzey araştırması yapılmamıştır. Tarihsel belgelerde adı nadiren geçer.

ANTIPHILIA ANTİK KENTİ

Honaz çevresinde olduğu düşünülen bu antik kent de henüz arkeolojik olarak belgelenmemiştir. Antik metinlerde ismi geçmektedir. Fiziki kalıntılar henüz tespit edilememiştir.

TRİKORİON ANTİK KENTİ

Yeri kesin olarak belirlenememekle birlikte, bölgede yapılan bazı yüzey çalışmaları sayesinde varlığına dair ipuçları elde edilmiştir. Kent hakkında detaylı bilgi mevcut değildir.

AKHARAKA ANTİK KENTİ

Sarayköy yakınlarında olduğu değerlendirilen bu antik kentte sıcak su kaynakları ve kutsal alan kalıntıları bulunmuştur. Özellikle termal yapısıyla dikkat çeker. Sistematik kazı yapılmamıştır, ancak kutsal alanın tespiti bölgenin dini rolünü ortaya koymaktadır.

ATTUDA ANTİK KENTİ

Sarayköy ilçesinde yer alan Attuda, Roma döneminde önemli bir dini merkezdi. Zeus ve Men Tanrısı’na ait tapınakların kalıntıları günümüze ulaşmıştır. Kentte sınırlı kazı çalışmaları yapılmıştır, yazıtlar ve heykel parçaları dikkat çekmektedir.


DENİZLİ’DEKİ HÖYÜK VE TÜMÜLÜSLER, TARİH ÖNCESİNDEN GÜNÜMÜZE UZANAN İZLERİ GÜN YÜZÜNE ÇIKARIYOR

Denizli, yalnızca antik kentleriyle değil, tarih öncesi dönemlere ait höyük ve tümülüsleriyle de arkeolojik anlamda büyük bir öneme sahip. Neolitik Çağ’dan Roma Dönemi’ne kadar uzanan yerleşim izleri, höyükler ve mezar tümülüslerinde saklı.

DENİZLİ, ARKEOLOJİK KATMANLARIN ALTINDAKİ SESSİZ TARİHİNİ KORUYOR

Höyükler, insanlık tarihinin en eski yerleşim izlerini taşırken; tümülüsler, antik toplumların ölüm sonrası yaşam inancını ve sosyal yapısını ortaya koyuyor. Denizli’de birçok höyük ve tümülüs, henüz bilimsel kazı çalışmalarıyla tanışmamış olsa da arkeoloji dünyası için büyük potansiyel taşıyor. Bu alanların korunması ve araştırılması, yalnızca kentin değil tüm Anadolu’nun tarihine ışık tutacak nitelikte.

DENİZLİ’DEKİ TÜMÜLÜSLER: ELİT SINIFIN GÖMÜ GELENEĞİ

Tümülüsler, antik dönemde yüksek statüye sahip kişilerin gömüldüğü yığma mezar tepeleridir. Denizli sınırları içinde birçok tümülüs yer almakta ve bunların çoğu Roma, Frigya ve Lidya dönemlerine tarihlenmektedir.

BEYCEHÖYÜK: DENİZLİ’NİN EN ESKİ YERLEŞİM NOKTASI

Çivril ilçesine bağlı Beycesultan Mahallesi’nde yer alan Beycehöyük (Beycesultan Höyüğü), Denizli’nin en önemli tarih öncesi yerleşimlerinden biridir. 1950’li yıllarda İngiliz arkeologlar tarafından başlatılan kazılar, höyükteki yaşamın MÖ 5. binyıla kadar uzandığını ortaya koymuştur.

Beycehöyük’te Neolitik, Kalkolitik, Tunç ve Hitit dönemlerine ait 40’tan fazla yerleşim katmanı tespit edilmiştir. Höyükte keşfedilen büyük yapılar, saray kalıntıları ve dini mimari unsurlar, buranın sadece bir köy değil aynı zamanda bölgesel bir yönetim merkezi olduğunu göstermektedir.

AKKÖY HÖYÜĞÜ

Pamukkale ilçesi Akköy Mahallesi yakınlarında yer alan bu höyük, ağırlıklı olarak Geç Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı’na tarihlenmektedir. Henüz kazı çalışmaları başlatılmamış olmasına rağmen yüzey araştırmaları, burada Erken Tarım Toplumlarına ait izlerin bulunduğunu göstermiştir.

YASSIHÖYÜK

Çal ilçesi sınırlarında bulunan Yassıhöyük, oval yapısıyla tipik bir Anadolu höyüğüdür. Erken Tunç Çağı’na tarihlenen seramik buluntuları ve taş mimari kalıntıları dikkat çeker. Kazı yapılmamış olsa da tahribat riski altındadır.

GÜZELKÖY HÖYÜĞÜ

Tavas ilçesi civarında bulunan bu höyük, yerel halk tarafından uzun süredir bilinmektedir. Arkeologlar tarafından yapılan yüzey çalışmaları sonucunda buradaki yerleşimin Kalkolitik ve Tunç Çağlarına uzandığı tespit edilmiştir. Kazı çalışmaları henüz başlamamıştır.

TÜRKLÜ HÖYÜĞÜ

Sarayköy ilçesinde, Büyük Menderes Havzası’nda yer alan bu höyük, özellikle sulak alanlara yakın konumuyla dikkat çeker. Seramik parçaları ve taş alet buluntuları, burada MÖ 3000’li yıllarda yaşam olduğunu ortaya koymaktadır.

LAODİKEİA TÜMÜLÜSLERİ

Denizli merkezine yakın konumda yer alan Laodikeia Antik Kenti çevresinde birçok tümülüs bulunmaktadır. Bu tümülüslerde elit sınıfa mensup bireylerin mezarları yer alır. Tümülüsler çoğunlukla kaçak kazılarla zarar görmüş olsa da koruma altına alınan bazı örnekler kazı ekipleri tarafından belgelenmiştir.

TRİPOLİS NEKROPOL ALANI

Buldan ilçesindeki Tripolis Antik Kenti çevresinde, hem kaya mezarları hem de yığma tümülüsler yer almaktadır. Özellikle çocuklara ait mezar alanlarının bulunduğu bilinmektedir. Tümülüslerde seramik kaplar, takılar ve sikkeler gibi arkeolojik buluntulara rastlanmıştır.

TABAİ TÜMÜLÜSLERİ

Kale ilçesinde yer alan Tabae Antik Kenti çevresindeki tümülüsler, Helenistik ve Roma dönemlerine tarihlenmektedir. Kentin doğusundaki mezarlık alanında bazı küçük tümülüsler tespit edilmiştir. Bu alanda yapılan sınırlı kazılarda cenaze ritüellerine ilişkin verilere ulaşılmıştır.

HERAKLEIA SALBAKE VE TÜMÜLÜS GELENEĞİ

Babadağ ilçesi yakınlarında yer alan Herakleia Salbake çevresinde, doğal yükseltiler üzerine inşa edilmiş mezar yapıları ve küçük çaplı tümülüs kalıntıları bulunmaktadır. Ancak kaçak kazılar nedeniyle bu yapılar büyük ölçüde zarar görmüştür.

{ "vars": { "account": "UA-108757569-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }