Spor Toto 1. Lig’de ligden düşmesine kesin gözüyle bakılan Denizlispor’u uçurumun kenarından alan teknik direktör Mesut Bakkal, son maç öncesi çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Takıma sahip çıkılması gerektiğini ifade eden Bakkal, aksi taktir de Denizlispor’u zor günlerin beklediğini ifade etti.

Bakkal basın toplantısında şu sözleri söyledi;

*Çok şehirde çok kulüpte çalıştım. Denizlispor'un benim ve ailem için anlamını bilmeyen de yoktur. Başkanın sağolsun döne dolaşa yaptığı pres döneminde, yakın çevrem, kulübün yakın geçmişine bakanlar sağolsunlar, "Gitme hocam sen delirdin mi" deyip durdular. "Hayır" desem vicdanım razı gelmiyor, "Evet" desem, "Ya düşersek, kurtaramazsak" endişesi peşimi bırakmıyor.

*Başkanın baskısı, Denizli kentinin ileri gelen isimlerinin arayıp, "Lütfen kabul et" çağrıları, kalbimdeki ve ailemdeki Denizli sevgisi bu teklifi kabul etmemle sonuçlandı. Bu sene küme de düşebilirdik. Şükürler olsun ki; aldığı sorumluluğu yerine getirmiş bir teknik adam olarak karşımızdayım.

*Öncelikle bu süreçte uykusuz geceler geçiren ekibime, büyük bir sorumlulukla çalışan, kimi zaman sakatlıklarına rağmen arkadaşlarını yalnız bırakmayan, taktik disipline sadık kalan oyuncularıma, tesiste çalışanlara, kulüp personeline teşekkür ediyorum.  Son olarak, ligin son dönemlerinde takıma harika omuz veren taraftarlarımıza da çok teşekkür ediyorum...

*Bu basın toplantısında öncelikle Denizlispor camiasına, kulak kabartırlarsa Türk futbolu ile ilgilenenlere seslenmek istiyorum. 23 Ocak'ta göreve başladım... Bugün 18 Mayıs ve hep birlikte Denizlispor'un dönüşü olmayan yola girmesini engelledik. Teknik heyetim ve oyuncularımla birlikte 14 lig maçına çıktık. 27 puan topladık ve ne mutlu ki bize ligin bitimine 1 hafta kala ligde kaldık.  Bu borçla, şehirdeki moralsizlikle, transfer yasağıyla inanın bana 2. Lig'den dönüş çok zor olurdu...

* 22. hafta bittiğinde takımım 19 takımlı ligde 18. sıradaydı.

* Takım 21 haftada 5 maçla ligin en az galip gelen takımlarından biriydi. Görev yaptığımız 14 haftada 8 kez kazanarak bu alanda zirveye ulaştık.

* İlk 21 hafta bittiğinde Ligin en çok mağlubiyet almış 3. takımıydık. 14 haftada İstanbulspor'dan sonra en az yenilen takım olduk.

* Balıkesirspor'un ardından ligde en az gol atan takımdık. Son 14 haftada şampiyon Ümraniyespor'dan sonra en çok gol atan 2. takım biz olduk.

* Deplasmanda 11 maçta 9 puan kazanmıştık. Dönemimizde 7 maçta 11 puan kazandık. Ki çok önemli, çünkü 1 galibiyet yerine bir mağlubiyet yaşasaydık Erzurumspor maçı bizim için kümede kalma maçı olacaktı.

*Kulübün geleceği için yapmamız gereken çok şey var! Transfer yasağımız var... Kulübün borcu çok. Önümüzdeki sene neler yapabiliriz, bir bakalım. Denizlispor'un yaşadığı sıkıntılar Türk futbolunun yaşadığı sıkıntılarla paralel...

*KİMSEYİ ELEŞTİRMEK İÇİN SÖYLEMİYORUM. BEN KİMSEYİ SUÇLAMIYORUM. HATALAR İYİ NİYETLE YAPILMIŞ OLSA BİLE, BU SÖYLEDİĞİM İFADELER TAMAMEN DURUM TESPİTİDİR.

*Geçen sezon Süper Lig'e çıkan takımımız bu sene neredeyse 2. Lig'e gidiyordu. Geçen sezon başında Süper Lig'e çıkan takıma bonservisiyle 9, kiralık 2, tam 11 yabancı, 2 de Türk futbolcu olmak üzere 13 futbolcu transfer edilmiş. Aradan geçen 24 ay, kadroda bulunan oyuncu sayısı sıfır! Bu sezonun son maçında hiçbiri yok!  Peki bu kadar transfer oldu da ne oldu! Düştük! Ve kontratını fesheden futbolcuların alacakları hala duruyor!

*Ayman Ben Mohamed, Mix Diskerud, Ahmed Yasin, Mathieu Dossevi, Neven Subotic,  Fabiano, Costel Pantilimon, Angelo Sagal, Muris Mesanovic, Marvin Bakalorz… Ben son 4 sezonda görev yapan 11. Teknik adamım! Bir başka durum daha var... Rastlantı ama son 3 yıl 9 ay 9 günde bakın kulübede kaç teknik adam görev yapmış.  8 Ağustos 2018'den itibaren; Osman Özköylü  9 maç, sonra takımı Süper Lig'e taşıyan Yücel İldiz ile 35 maç, Bülent Uygun 8, Levent Kartop 4, Prosinecki 9, Yalçın Koşukavak 9, Hakan Kutlu 13, Ali Tandoğan 7, Serhat Gülpınar 11, Fatih Tekke 12, Mesut Bakkal 14… Ben 11. hocayım... 15 maçla Yücel hocadan sonra en fazla görev yapan teknik adam da benim!

*Ben sihirbaz değilim... Şükürler olsun başarılı oldum ama diğer 10 teknik adam arasında çok kariyerli deneyimli hocalar da, genç ve gelecek vaad edenler de var. Tercihlerde mi yanlış var, kulüp yönetim politikalarında mı? Bence b şıkkı!

*Hem teknik direktör hem de futbolcu transfer politikası maalesef iflas etmiş... Teknik adamı da, futbolcuyu da karakterine, yeteneklerine göre seçersiniz, kamuoyunu bilgilendirirsiniz ve yolun sonuna kadar birlikte gidersiniz! Bunları neden söylüyorum. Büyük zenginlerin kulüplere para yağdırma dönemi bitti! Profesyonel futbolda gelirler düştü... Ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız lazım.. Şimdi transfer tahtası açılsa, 4-5 kaliteli oyuncu alınsa, lig çıkmanın garantisi var mı? Hayır...

*Kulübün de kişilerin de bağımsızlığı ekonomisinden geçer. Önce borcumuzu ödeyeceğiz. Ben bir teknik adam olarak sıra dışı bir çağrıda bulunmak istiyorum... Yönetim benimle devam etmek isterse ki, istiyorlar, ben transfer istemiyorum... Olabildiğince borçlar ödensin! Tüm kadromla sözleşme yenilensin... Duruma bakar, transfer tahtasını gerekirse devre arasında açmaya çalışırız... Ancak bu felsefeye taraftarımızın destek vermesi şart! Çünkü, günlük haftalık aylık yaşayarak kulüplerimizin geldiği nokta burası... Hangi teknik adam istemez ki, kadrosunun kaliteli isimlerle takviye edilmesini... Kendisini ve kısa yoldan başarıyı düşünen "transfer" diye bağırır, kulübünü düşünen "Kadromu koruyun, oyuncularımın, personelin maaş ve primlerini zamanında verin" der.

*Denizlispor'un kurtuluşu burada... Taraftar kulübe bu anlamda destek verirse, bütün krizler bir kaç senede biter.  14 haftada lider olmak güzel bir veri. Her takımı yenebiliriz, her takım da bizi yenebilir... Süper Lig'den güçlü takımlar düştü... Alttan güçlü takımlar geldi. Çok kulüp günü kurtarmak için yatırım yapacak. Ben Denizlispor kulübünün geleceği için, başkanın "darphanesi olmadığını" bildiğim için bu yönteme sıcak bakabilirim. Ancak taraftarımızın desteği şart.. Oyuncularımıza kötü günde sahip çıkması şart... Bir başkanın, bir kaç teknik adamın çözebileceği sorunlardan daha fazlası var. O yüzden Denizlispor'un benim geleceğimi biraz da taraftarın tutumu belirleyecek. Onlar iyi günde kötü günde beraber sevinip, beraber üzüleceğiz derse ben varım. Denizlisporla gurur duymaya devam...