DTO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, askeri darbelerin, bulunduğu her asırda parlayan, insanlığa rehber olan ve medeniyete yön çizen Türk Milleti’nin gidişatına sekte vurduğunu, yolundan alıkoyduğunu ve geleceğini ipotek altına aldığını vurguladı. 1960’dan bu yana Türkiye’nin her 10 ila 20 yılda bir muhtıra, darbe ya da kalkışma gördüğünü, bu sayede milletin hür iradesine el koyulduğunu veya siyasi iradesinin değiştirilmeye çalışıldığını hatırlatan Başkan Erdoğan, bunun en son örneğinin 15 Temmuz 2016’da yaşandığını, ancak vatansever Türk halkının tek yürek olup milletin iradesine karşı kalkışan alçaklara “Dur!” dediğini ve ülkede darbeler dönemini bitirdiğini kaydetti. Başkan Erdoğan’ın, 12 Eylül 1980’deki askeri darbenin yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı yazılı mesajı şöyle: “Türk Milleti, var olduğu günden bu yana özgürlüğüne ölesiye tutkun, vatan ve bayrak sevdalısıdır. Ve sadece kendi varlığını sürdürmek gibi kısır bir amaç doğrultusunda yaşamamış, aksine her yardım isteyeni gözetmiş, tüm mazlumların koruyup kollayanı olmuştur. Bu asil milletin, insanlığa örnek olan bu tavrı nedeniyle, sayısız dostu olduğu kadar, çıkarlarına ters düştüğünü düşünen çokça da düşmanı türemiştir. Ve bu sinsi odaklar, asırlar boyunca yek vücut olmuş kahraman milletimizi dışarıdan zorlamayla yıkamayınca, içeriden işbirlikçiler bulup alt etmeye çalışmıştır. Her 10 yılda bir fırsat buldukça da, ülkemizde insanımızı birbirine düşürmüş, kendi askerinin, polisinin silahını, kendisine doğrultturmanın yolunu bulmuştur. 27 Mayıs 1960 Darbesi ile başlayan 55 yıllık silsileyi birçok acı hatıra, olay ve kayıpla geçiren milletimiz, ne yazık ki 15 Temmuz 2016’da benzer bir manzarayı tekrar yaşadı. Ülkemiz, 12 Eylül 1980’de, halkın hür iradesini elinin tersiyle itip, tank, top ve tüfekle iktidara el koyanların tahrifatını henüz gidermeye başlamışken, yeni bir kalkışmayla sarsıldı. Ancak, aziz milletimiz, iman dolu göğsünü uçağa, tanka ve tüfeğe siper etti; ser verdi ancak iradesini kirli ellere teslim etmedi; hakimiyetini çiğnetmedi! Tıpkı o gece ki gibi tarihi boyunca gözünü budaktan sakınmadan vatanı, bayrağı, bağımsızlığı ve milleti için canından vazgeçen kahramanlarımızın hakkı ödenmez. Ülkemizin ve milletimizin egemenliği için darbelere karşı koyarken can veren şehitlerimizi rahmetle anarken, gazilerimize de şükranlarımızı sunuyoruz. Halkın kendi kendini yönetme hakkını gasp eden ya da gayrimeşru yolarla yönetimi ele geçirmek için fırsat kollayan, darbe yapmak için bekleyen veya darbe isteyen, milletine yabancı hasta ruhları ise lanetliyor, medeniyete sığmayan sığ bakışlarına mahkûm ediyoruz.”