CHP Denizli Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, 17 Ağustos depremi ve 6 Şubat 2023 depremleri başta olmak üzere afetlerden etkilenen yurttaşları anarak, Afet ve Acil Durum Yönetimi Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair bir kanun teklifi sundu. Teklif, afet yönetiminde kadınlar ve çocuklar gibi kırılgan grupların ihtiyaçlarına odaklanarak, toplumsal cinsiyet temelli bir yaklaşımı kurumsallaştırmayı amaçlıyor. Karaca, afetlerin sosyal ve ekonomik yıkımlarına dikkat çekerek, kadın ve çocuklara yönelik özel koruma mekanizmalarının gerekliliğini vurguladı.
AFETLERİN AĞIR FATURASI: 417 MİLYAR DOLAR
Afetlerin yalnızca fiziksel yıkımla sınırlı kalmadığı, aynı zamanda sosyal ve toplumsal kırılganlıkları artırdığı biliniyor. Dünya genelinde 2024 yılında yaşanan 21 büyük afetin ekonomik maliyeti 417 milyar dolara ulaştı. Türkiye’de ise 6 Şubat 2023 depremleri, 11 ilde 50 bin 783 kişinin hayatını kaybetmesine ve 107 bin 204 kişinin yaralanmasına neden oldu. Bu afetler, özellikle kadınlar ve çocukların barınma, sağlık, güvenlik ve sosyal destek gibi temel ihtiyaçlar açısından daha yüksek risk altında olduğunu ortaya koydu.
KADIN VE ÇOCUKLAR İÇİN ÖZEL ÖDENEK TALEBİ
Karaca’nın sunduğu kanun teklifi, afet sonrası hizmetlerde kadın ve çocuklar için özel ödenek ayrılmasını öngörüyor. “Depremlerden ve afetlerden en çok zarar gören kız çocukları ve kadınlar. Toplumsal cinsiyet temelli pozitif ayrımcılık çerçevesinde daha güçlü bütçeler ayrılmalı” diyen Karaca, teklifin tüm milletvekillerince desteklenmesi çağrısında bulundu. Teklif, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nca Kadın ve Çocuk Dayanışma Merkezleri kurulmasını ve bu merkezlerin psikososyal destek, barınma, sağlık ve hukuki danışmanlık gibi hizmetler sunmasını hedefliyor. Ayrıca, yerel yönetimlere bu amaçla kullanılmak üzere ödenek sağlanması planlanıyor.
DEPREM BÖLGESİNDE 4 MİLYON ÇOCUK YARDIMA MUHTAÇ
Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği’nin verilerine göre, 6 Şubat depremlerinden 13,5 milyon kişi etkilenirken, bunların 5,4 milyonu çocuklardan oluşuyor. Yaklaşık 4 milyon çocuk, eğitim, barınma ve psikososyal destek gibi temel ihtiyaçlar için hâlâ yardıma ihtiyaç duyuyor. Deprem sonrası çocukların yaklaşık %54’ü annesini, %38’i babasını, yarısı ise kardeşini kaybetti. Bu çocukların önemli bir kısmında travma sonrası stres bozukluğu, kaygı ve depresyon gibi sorunlar gözlemlendi.
130 BİN HAMİLE KADIN SAĞLIK RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA
UNICEF’in 2024 tarihli acil durum raporuna göre, deprem bölgesinde yaklaşık 130 bin hamile kadın bulunuyor. Bu kadınlar, sağlık hizmetlerine erişimde zorluklar, hijyen ve mahremiyet sorunları nedeniyle ciddi risklerle karşı karşıya kaldı. Afet sonrası ev içi rollerin ve ekonomik kırılganlıkların artması, kadınların gelir kaybı ve psikososyal yükle mücadele ettiğini gösteriyor. Ayrıca, cinsel şiddet, çocuk istismarı ve zorla evlilik vakalarında artış yaşandığı raporlandı.
OKULU BIRAKMA ORANLARI ARTIYOR
UNICEF, afet sonrası risk altındaki kız çocuklarının orta vadede okulu bırakma oranlarında belirgin bir artış olduğunu belirtiyor. Bu durum, toplumsal cinsiyet temelli sorunların afet sonrası süreçlerde daha da derinleştiğini ortaya koyuyor. Karaca, “Bizim depremzedelere bir borcumuz var. Toplumsal cinsiyete dayalı bütçeleme ile kadın ve çocukların sorunlarının çözülmesi için daha etkin ve kapsayıcı bir bütçe içeren kanun teklifimizi sunduk” dedi.
DAYANIKLILIK MERKEZLERİYLE KAYIPLAR AZALTILACAK
Teklif, 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Kanunu’nda değişiklik yaparak, kadın ve çocuklara yönelik dayanıklılık merkezleri kurulmasını öngörüyor. Bu merkezler, kriz anında kırılgan grupların daha güçlü olmasını sağlayacak hizmetler sunacak. Karaca, her 1 dolarlık dayanıklılık yatırımının 100 dolarlık kaybı önleyebileceğini vurguladı. Toplumsal cinsiyet temelli ihtiyaç analizlerinin, afetlerin hem insani hem de ekonomik maliyetlerini azaltacağı belirtildi.
2030’A KADAR AFET MALİYETİ 300 MİLYAR DOLARI AŞACAK
İklim krizi ve afetlerin kamu maliyesi üzerindeki yükü her geçen gün artıyor. 2030 yılına kadar dünya genelinde afet maliyetlerinin yıllık 300 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor. Kalkınmakta olan ülkeler, bütçelerinin %1’den azını afet önleme ve direnç altyapısına ayırıyor; Türkiye de bu konuda benzer zorluklarla karşı karşıya. Karaca’nın kanun teklifi, afet öncesi dayanıklılık yatırımlarını artırarak bu yükü hafifletmeyi amaçlıyor.