Ressam Alican Leblebici kendisinden Covid-19 sonrası iyice kötüleşen ekonomik durumu sebep göstererek yarı yarıya indirim talep eden koleksiyonerin teklifini kabul etti. Ama resmin de sadece yarısını gönderdi. Bu haberi aranızda okuyanlar olmuştur belki de.

Peki, haberdeki duruma karşılık bana küçük de olsa yazı yazmama sebep olabilen asıl konu ne olabilir sizce?

Ressam Alican Leblebici’nin ayıp ettiğini mi?

Hayır.

Yapmış olduğu resime nasıl kıydığını mı?

Hayır.

Kendisinin dikkat çekmeye çalıştığını mı?

Hayır.

Tabii ki tam olarak ne için yaptığını bilemeyiz ancak Ressam Alican Leblebici’nin açıklaması şöyle:

“Geçen hafta bir koleksiyoner bu resmimi beğendiğini ve ilgilendiğini söyleyerek satın almak için benimle iletişime geçti. Ardından telefonla da konuştuk. Sanat piyasasının iyi olmadığından, satışların durduğundan, pandemiden vs. konu açıldı. Eserin fiyatının da bu bağlamda yüksek olduğunu söyledi. Bağımsız bir sanatçı olduğumu ve galeri satış payının olmaması gerektiğini söyledi. Ben de kabul ettim. Sözleri bir hançer gibi yaralamıştı beni. Ben de koleksiyonerin isteği üzerine %50 indirim yaptım. Tabii koleksiyonerin ön göremediği şey benim eserin de yarısını vermeyeceğimdi. Eseri tam ortadan ikiye kestim ve paketleyip gönderdim. Zaten birkaç gün sonra büyük bir panikle beni arayıp, tuvalin yarısının kesildiğini söyledi. Sesi resmen titriyordu. Tuvali neden kestiğimi şöyle özetledim: “Sanat piyasası iyi değil, satışlar durma noktasında, temsil edildiğim bir galerim yok, bağımsız bir sanatçıyım ve bir de pandemi elbette…”

Kıymetli sanatçımızın şu sözleri beni çok etkiledi. “Sözleri bir hançer gibi yaralamıştı beni.” Yapmış olduğunuz bir emek karşılığında ne yaşarsanız size bu cümleyi kurdurabilir.

Kıymet vermemek.

Zaten satamıyorsun bak bir alıcı buldun demek. Bunun gibi bir çok cümle sıralayabilirim size.

Peki, sanat dışında başka bir hizmet söz konusu olduğunda bu cümleyi kuruyor musunuz?

Örneğin; güzel bir restoranda yemek yediniz, hesabı istediniz. Ödeme esnasında “satışlar durdu, işler yok zaten, pandemi de var. Ben yediğim yemeğin yarısını ödeyeyim vs.” diyebiliyor musunuz?

Hayır.

Neden?

Bir aşçıya verilen değer bir ressama verilmiyor mu?

Yazık!

Ressam Alican Leblebici’yi, yapmış olduğu davranış ve sergilemiş olduğu tavırdan dolayı kutluyorum.

Sanata ve emeğe sahip çıkmak ancak böyle güzel anlatılabilirdi.