Gebelik şekerinin gebelik öncesi şeker hastalığı bulunmayan bir anne adayında gebelik döneminde kanındaki glikoz (şeker) seviyesinde yükselme saptanmasıyla ortaya çıktığını söyleyen Op. Dr. Gülcan Kayaşen gebelik döneminin 24. ve 28. haftalarında yapılacak şeker yükleme testi ile gebelik şekerinin tespit edilebileceğini söyledi.

Gebelikte şeker yükleme testi yaptırmanın anne ve bebek sağlığı açısından zararlı olup olmadığının anne adayları tarafından en çok merak edilen konuların başında geldiğine dikkat çeken Kayaşen; “Şeker yükleme testi sırasında vücuda şeker yüklenmesi, sağlıklı bünyelerde hem bebek hem de anne için sakınca teşkil etmez. Çünkü vücutta şeker testi sırasında yüklenen kan şekerini dengeleyen ve kısa sürede normal seviyeye düşüren bir mekanizma vardır. Gebelik şekerinin tanısı için güncel yaklaşım olarak kabul edilen 75 gramlık şeker yükleme testi anne adayına uygulanır. Test sonuçlarında açlık kan şekeri 92 mg/dl, 1. saat kan şekeri 180 ml/dl, 2. saat kan şekeri 153 gr/ml altında ise bu değerler normal olarak kabul edilir. Ancak çıkan sonuçlardan herhangi bir değer yüksek ise anne adayı risk grubundadır. Tanı testi yalnızca risk gruplarına yapıldığında gebelik şekerinin sadece yüzde 50’lik popülasyonuna tanı konulabilir. Diğer yüzde 50’lik bölüm ise göz ardı edilmemelidir. Tanısı konan ve kan şekeri istenilen seviyede takip edilen gebelerde sağlıklı bir gebelik süreci ve doğum imkanı sağlanabilir. Bu taramanın yaptırılmaması halinde ise tanı koyulamayan yüzde 50’lik kısımdaki anne adayında ve bebekte bazı sağlık sorunları ortaya çıkabilir” dedi.

Tanı koyulduktan sonra kan şekerinin hedeflenen seviyelerde tutulabilmesi için anne adayına diyet, egzersiz ve ilaç tedavi planlandığını açıklayan Op. Dr. Gülcan Kayaşen şöyle devam etti: “Diyabet sistemik bir hastalık olduğundan ve vücuttaki tüm organları ilgilendirdiğinden anne adayının kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, endokrinoloji uzmanı, beslenme ve diyet uzmanının da bulunduğu multidisipliner bir yaklaşımla yakın takibe alınması gerekir. Unutulmamalıdır ki gebelik şekeri bir sonraki doğumda yüzde 60 oranında tekrarlar. Gebelik şekerlerinde ileriki dönemlerde diyabet olma oranı ise yüzde 26’dır. Gebelik döneminde şeker yükleme testinin atlanmaması gerekmektedir. Çeşitli sebeplerle test yaptırmak istemeyen gebeler ise, risk grubunda olmasalar bile düzenli olarak açlık kan şekeri testini yaptırmaları gerekir” dedi.

GEBELİK DİYABETİ TEDAVİ EDİLMEZSE NELER OLABİLİR?

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gülcan Kayaşen son olarak gebelik diyabetinin tedavi edilmemesi durumunda karşılaşılacak durumları şu şekilde açıkladı: “Anne adayının kanındaki şekerin yüksek düzeyde seyretmesi, bebeğin fazlaca irileşmesine yol açabilir. İri bebeklerde, doğum öncesinde ve doğum esnasında daha çok sorunun meydana gelme olasılığı mevcuttur. İri bebeklerde sezeryan yapılması zorunlu olabilir. Doğum esnasında omuz takılması, doğum travması, doğumun uzun sürmesi gibi problemler de yaşanabilir. Hamilelik süresince, “pre-eklampsi” olarak isimlendirilen yüksek tansiyon riski ortaya çıkabilir. Yüksek tansiyon bebekte ya da anne adayında risklerin oluşmasına sebep olabilir. Bebeğin doğumunu takiben, “hipoglisemi” olarak isimlendirilen, kan şekeri düzeyinde düşüklük durumu ortaya çıkabilir. Bebeğin doğumunu takiben, akciğerleri tam gelişemediği için solunum sorunları kendini gösterebilir. Ani bebek ölümleri gerçekleşebilir. Doğum ardından RDS (bebekte solunum) sorunları oluşabilir. Doğum ardında bebekte hipoglisemi yani, kan şekeri düşüklüğü ve bilirubin yüksekliği, polisitemi yani, bebekte kan hücrelerinin fazla oluşu durumları görülebilir” dedi.