Böğür ağrısı şikâyetiyle Denizli Devlet Hastanesi Üroloji Polikliniğine başvuran 28 yaşındaki İlkay Atıcı’ya yapılan tahlil ve tetkiklerden sonra 4 yıl önce farklı bir sebepten dolayı idrar kanalından böbreğine tel yerleştirildiği öğrenildi. Ancak hastanın korku ve ihmali neticesinde kontrollerine gelmediği, takılan teli çıkartmadığı, 4 yıldır böbreği ve mesanesi arasında kalan telin tamamen taşlaştığı saptandı ve hastanın ameliyat olmasına karar verildi. Üroloji Uz. Op. Dr. Sıtkı Ün tarafından ameliyata alınan hastaya hem endoskopik(kapalı) hem de açık yöntem birlikte kullanılarak taşı tamamen çıkartıldı.

Ameliyatı gerçekleştiren Üroloji Uz. Dr. Sıtkı Ün taş hastalığının toplumda her on kişiden birinde taş görüldüğünü, taşın erkeklerde kadınlara oranla 3 kat daha fazla oluştuğunu ve en çok 30 - 50 yaş arasındaki kişilerde taş oluşumunun olduğunu açıkladı. Ün: “Aile öyküsü, beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam gibi çeşitli faktörler taş oluşum riskini arttırır. Taş hastalığı en sık ağrı şikâyeti yapmaktadır. Bulantı, kusma, kanlı idrar, ağrılı idrar yapma, ateş gibi şikâyetler de eşlik edebilir. Taş hastalığının tanısı çeşitli laboratuar tetkikleri, röntgen, ultrasonografi, tomografi gibi görüntüleme yöntemleri ile konulur. Bütün taşlar tedavi gerektirmez. Eğer taşınız rahatsızlığa neden oluyorsa ve doğal yollarla idrardan düşmüyorsa tedaviye ihtiyacınız var demektir. Taşınızın idrarla atılması muhtemelse, bu süreyi kolaylaştıracak kısaltacak ilaçların başlanması gerekir. Taş tedaviye rağmen büyümeye devam ediyorsa, sık ve şiddetli ağrı yapıyorsa aktif tedavi görmeniz gerekir. Taşları çıkarmanın 3 yaygın yolu vardır. Şok dalgaları ile taş kırılması (ESWL) yönteminde hasta tamamen uyutulmadan dışarıdan ses dalgası verilerek taş kırılma işlemidir. Üreteroskopide (URS) hastaya anestezi verilir ve idrar kanalından girilerek kapalı yöntemle taşın kırılmasıdır. Perkütan nefrolitotomi (PNL) yöntemindeyse anestezi verilerek böğür bölgesinde küçük bir delik açılarak kapalı yöntemle taş kırılması sağlanır.  Yine açık cerrahiyle de hastaya anestezi verilerek taş alınır. Hastamız da kendi ihmali sonucu geçirdiği operasyon sonucunda telini çıkartmamış. Zamanla bu telin etrafında taşlaşma oluşmuş. Hastamızda aynı anda hem kapalı hem de açık cerrahi yöntemiyle 30 cm boyunca oluşan taşlarını çıkardık ve sağlığına kavuşturduk” dedi.

Ameliyat sonrasında sağlığına kavuşan İlkay Atıcı da; “ Daha önce hastanede bir operasyon geçirmiştim. Operasyonda tel takılmıştı ve bu teli 15 gün sonra tekrar kontrole gelerek çıkartmam gerektiği söylendi. Hastane korkusu ve ihmal sonrası bu teli 4 yıl çıkartmadım. Zamanla da bu telde taş oluşmuş. Ağrılarımın artması üzerine Denizli Devlet Hastanesi Üroloji Kliniği’ne başvurdum. Tekrar ameliyat oldum. Şuanda çok iyiyim. Buradan herkese sesleniyorum. Kontrollerinizi yaptırın ve sağlığınızı ihmal etmeyin” dedi.