Kalp ve damar hastalıklarının son 20 yılda büyük bir artış göstererek dünyadaki hastalık kaynaklı ölümlerin üçte birine neden olduğunu vurgulayan Uz. Dr. Serdar Güler, yine Dünya Sağlık Örgütünün verilerini göre 2005 yılında 17,5 milyon kişinin hayatını hipertansiyon ve onun oluşturduğu hastalıklar nedeniyle kaybettiğini söyledi.

HİÇBİR BELİRTİ VERMEYEN HİPERTANSİYON DAHA TEHLİKELİ

Baş ağrısı, baş dönmesi, yüzde kızarıklık kalp çarpıntısı kolay yorulma gibi belirtilerin hipertansiyonun göstergesi olduğunu dile getiren Uz. Dr. Serdar Güler; “ Hiçbir belirti vermeyen hipertansiyonda hastada bu şikâyetler olmaz. Bu tip hipertansiyona sessiz katil diyoruz. Çünkü hastanın haberi olmadığı için yaşam tarzında değişikliğe gitmiyor sonuç olarak hipertansiyonun yapacağı zararlı şeylere çok daha açık bir şekilde maruz kalıyor” diye konuştu.

ERKEN TEŞHİSLE HİPERTANSİYONUN ZARARI EN AZA İNDİRİLEBİLİR

Türkiye’de hipertansiyon için tedavi gören hastaların ancak yüzde 54’ünde istenilen tansiyon değerine ulaşılabildiğini ifade eden Güler; “Kalbimiz kaslardan oluşan bir organdır ve hipertansiyon kalbimizi büyütmektedir. Kalp büyümesine rağmen kalbi besleyen damarlar büyümediği için, kalp kası yeterince beslenemez ve kalp zamanla genişlemeye ve kan pompalama görevini yerine getirememeye başlar. Bundan bütün organlar etkilenir. Kalp yeterli düzeyde çalışmayınca hastada kalp yetmezliği bulguları yani çok kolay yorulma, nefes darlığı, öksürük, vücutta sıvı toplanması gibi bulgular izlenir. Ayrıca hipertansiyon sonucu kan basıncının artması beyindeki damarların yırtılmasına, beyin kanamalarına neden olabilir. Gözler ve böbreklerde de kalıcı hasar yaratabilir. Hipertansiyon tanısı maalesef ülkemizde geç olarak konulmaktadır. Tanı konulduğu anda hipertansiyon hastanın kalbi hâlihazırda büyümüş ve vücudundaki tüm damarlar etkilenmiş oluyor. Bu nedenle hipertansiyon organlara zarar vermeden tedaviye başlanabilmesi için erken teşhis edilmesi ve uygun şekilde tedavi edilmesi son derece önemlidir” şeklinde konuştu.

HİPERTANSİYON TEDAVİSİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Türkiye'deki hastaların ilaç almaktan korkması nedeniyle tansiyon tedavisinde başarı oranının düşük olduğunu hâlbuki ilaçların yapacağı yan etkinin hipertansiyonun yapacağı kalp krizi ve felç gibi ölümcül hastalıkların yanında çok küçük ve çok nadir görülen bir durum olacağından dile getiren Güler hipertansiyonun önlenmesi için yapılması gerekenleri şu şekilde anlattı: “Hipertansiyon hastaları beslenmesine çok dikkat etmelidir. Stresli ortamlardan uzaklaşılmalı, haftada beş gün 45'er dakika tempolu yürüyüş yapılmalı, sigara içilmemeli, normal vücut ağırlığına düşmeye çalışılmalıdır. Yaşam değişikliği olmadan hipertansiyon tedavi edilemez. ‘Ben istediğimi yerim, hareket etmem ama ilacımı alırım’ son derece yanlış bir görüştür. Halk arasında söylenen sarımsak, limon gibi şeylerin zararı yoktur fakat sırf bunlardan medet umarak tansiyon tedavi etmek maalesef mümkün değildir” diye ifade etti.

Aşırı soğuk ve sıcak havaların kalp krizi riskini arttırdığı için hipertansiyon hastalarının dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Uz. Dr. Serdar Güler; “ Evde rahat bir ortamda ölçülen tansiyon 130’e 80’in üzerindeyse hastada hipertansiyon var demektir ve o hastada hipertansiyon tedavisine başlanmalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.