Ülkemizde yaklaşık 40 bin MS (Multipl Skleroz) hastası bulunduğu ve bu hastalığın genç erişkinlerde en sık görülen nörolojik rahatsızlıklardan biri olduğunu vurgulayan Denizli Devlet Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Yüksel Sandıkçı , hastalığın oluşması ve seyri ile ilgili şunları söyledi: “MS (Multipl Skleroz) hastalığı, bağışıklık sisteminin bilinmeyen bir sebeple tetiklenmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Merkezi sinir sisteminde sinir liflerini çevreleyen ve koruyan “miyelin” isimli bir tür kılıf vardır ve bu kılıf yok olduğunda veya hasar gördüğünde, sinirlerin uyarıları iletme kapasitesi kesintiye uğrar; sinirler boyunca mesajların iletimi engellenir. Bu mesajlar bilinçli ve bilinçsiz tüm hareketlerimizi kontrol eder.  MS mesajların düzgün bir şekilde iletilmesini bozar. Vücut fonksiyonları kontrol edilemez hale gelir, çünkü masajlar gerektiği gibi iletilemez, mesajlar yanlış bölgeye gider ve vücut beynin gönderdiği komutları yapamaz. MS genellikle alevlenmeler, düzelmeler şeklinde seyrederken, erken tanı ve doğru tedaviyle kontrol edilebilmektedir. Özellikle hastalığın başlangıç evresinde belirtilerin kendiliğinden geçmesi nedeniyle hastalar hekime başvurmakta geç kalmaktadır. MS’in başlangıç dönemlerinde tam bir düzelme gözlenirken, az sayıda hastada baştan itibaren düzelmeler olmaksızın kötüleşme söz konusu olabilir” dedi.

“Ani Görme, Konuşma Bozukluğu veya Yazının Kötüleşmesi Belirti Olabilir”

Nöroloji Uzmanı Dr. Yüksel Sandıkçı, MS’in başlangıç belirtilerinin kişiden kişiye değişmekle birlikte, en sık gözlenen belirtilerin; tek gözde görme kaybı, bulanık görme, çift görme, kol ve bacaklarda uyuşma veya güçsüzlük, baş dönmesi, yorgunluk, dengesizlik ve sık idrara çıkma olduğunu söyledi. Sandıkçı: “Bu belirtilerin atak olarak kabul edilebilmesi için en az 24 saat sürmeleri gerekir. Aniden ortaya çıkan ve birkaç gün sürüp düzelen görme, konuşma sorunları ya da yazının kötüleşmesi gibi belirtiler MS hastalığının işareti olabiliyor. MS hastalığının belirtileri her hastada birbirinden farklı olabilmektedir, çünkü MS belirtileri beyinde tutulan bölgeye bağlı olarak değişmektedir. Hastalık ne kadar erken başlarsa o kadar ağır seyretmektedir. MS atağı geçiren hasta hayatı boyunca başka bir atak geçirmeyebileceği gibi değişken sıklıkta atak yaşayabilmektedir. MS belirtileri, rahatsızlığın erken evrelerinde geçici ataklar şeklinde ortaya çıkarken, tedavide geç kalındığında ilerleyen yıllarda görme kaybı, denge ya da yürüme bozukluğu ve peltek konuşma gibi bazı belirtiler kalıcı olarak yerleşebilir. Bu nedenle MS belirtilerini iyi tanımak ve zamanında hekime başvurmak çok önemlidir. Erken dönemde başlanan MS hastalığı tedavisi hastalığın ileride hasar bırakmasını engellemektedir. Ayrıca ataklar geçtiğinde “nasıl olsa düzeldim” düşüncesiyle tedaviyi bırakmamak gerekir” şeklinde konuştu.

MS hastalığının teşhisinde MR tetkikleri, beyin omurilik sıvısının incelenmesi ve uyarılmış potansiyel çalışmalarının önemli olduğunu vurgulayan Sandıkçı, “Yapılan tetkikler sonrasında beyinde görülen plakların sayısı MS hastalığının seyrini ve derecesini göstermektedir. MS’in kesin tedavisi olmasa da, erken tanı ve tedaviyle rahatsızlığın ilerlemesinin önüne geçilebilir. Tedavinin amacı; atak sıklığı ile rahatsızlığın şiddetini azaltmak ve kalıcı hasar oluşmasını önlemektir. MS tedavileri bağışıklık sistemini baskıladıkları için ciddi risklere neden olabilmektedir. Bu nedenle MS hastalığı tedavisi yakın kontrol altında tutulmalı ve uzman sağlık kuruluşlarında uygulanmalıdır. MS konusunda hastanın ve çevresinin doğru bilgilere sahip olması, ömür boyu süren bu hastalık için son derece önem taşımaktadır. Bu konuda çalışan hasta dernekleri hem topluma, hem de hastalara MS’i tanıtmaya çalışmaktadır. Sosyal desteğe ihtiyacı olan hasta ve hasta yakınları bu derneklerden yardım alabilirler” diyerek sözlerini tamamladı.