Çiftçiler, gübre, mazot ve tohum gibi girdi fiyatlarının son bir yılda yüzde 50'den fazla artmasını ve ürün satış fiyatlarının enflasyonun gerisinde kalmasını protesto etmek için Sarayköy Ziraat odası’nın çağrısıyla kapalı Pazar yerinde toplandı.
Etkinliğe CHP Denizli Milletvekilleri Şeref Arpacı ve Gülizar Biçer Karaca, CHP İl Başkanı Ali Osman Horzum, Tüm Emekliler Sendikası üyeleri, çeşitli sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar katıldı.
Tohumdan gübreye, mazottan ilaca kadar tüm tarımsal girdilerdeki fiyat artışlarının omuzlarındaki yükü ağırlaştırdığını belirten çiftçiler, alın teriyle yapılan üretimin artan maliyetler karşısında kazanca dönüşmediğini ifade ettiler. Bu durumun sürdürülebilir olmadığını dile getirdiler.
“SARAYKÖYLÜ ÇİFTÇİLER ÖLDÜ” TABUTU TAŞIDILAR
Sarayköy Ziraat Odası Başkanı İbrahim Yiğit, “Bugün burada, ülkemizin üretim gücünün bel kemiği olan çiftçilerimizin karşı karşıya kaldığı sorunlara dikkat çekmek ve çözüm çağrımızı bir kez daha güçlü bir şekilde dile getirmek için toplandık.” Diyerek, “Tarım, sadece bir sektör değil, gıda güvenliğinin, kırsal kalkınmanın ve milli ekonominin temel dayanağıdır. Ancak ne yazık ki son yıllarda çiftçilerimiz, üretimi her geçen gün daha da zorlaştıran ciddi sıkıntılarla mücadele etmektedir" dedi.
Yiğit, girdi maliyetlerindeki artışı ele alarak, "Tohumdan gübreye, mazottan ilaca kadar tüm tarımsal girdilerde yaşanan yüksek fiyat artışları, üreticilerimizin omuzlarındaki yükü taşınamaz hale getirmiştir. Çiftçilerimizin alın teriyle yaptığı üretim, artan maliyetler karşısında ne yazık ki kazanca dönüşmemekte; çoğu üreticimiz zararı göze alarak tarlasını ekmeye çalışmaktadır. Bu sürdürülebilir bir durum değildir" ifadelerini kullandı.
“BİR KİLO SÜTLE BİR KİLO YEM ALAMAZ HALE GELDİK”
Hayvancılık sorunlarını da dile getiren Yiğit, "Artan yem maliyetleri, enerji fiyatları ve üretim girdilerindeki kur odaklı yükseliş, üreticinin maliyet yapısını altüst etti. Bir kilo sütle bir kilo yem alamaz hale geldik. Süt fiyatı aylarca sabit kalırken yem fiyatları hızla yükseldi; üretici zarar ederek üretime devam etmeye zorlandı. Sağmal inekler kesime gönderilmek zorunda kaldı. Duyuyoruz bazı illerde süt ineği varlığı yüzde 10-15'e varan oranlarda azaldı. Bu tablo yalnızca üreticinin değil, ülkenin gıda güvencesinin de tehdit altında olduğunun göstergesidir. Sağmal hayvanların kesilmesi, kırmızı et fiyatlarında sert artış anlamına geliyordur. Nitekim et ithalatı yeniden gündeme taşındı; et ithalatı istemiyoruz" şeklinde konuştu.
Pazarlama ve su sorunlarını da aktaran Yiğit, "Üretim sezonu boyunca büyük emek veren çiftçilerimiz, hasat döneminde ürünlerini hak ettikleri fiyatlarla satamamaktadır" dedi. Su kaynakları hakkında, "Menderes'te çocukluğumda yüzebildiğimi hatırlarım, her geçen gün suyun azaldığına gözlerimle şahit oldum. Önceden pamuğu beş kere sulardık, şimdi bir kereye su bulamıyoruz. Barajımız dolmazsa seneye su yok. Su yoksa hayat yok. Su yoksa verim yok, su yoksa para yok. Biz bu borçları nasıl ödeyeceğiz? Bunu yetkililere soruyoruz" diye ekledi.
FİNANSMAN EKSİKLİKLERİNE VURGU YAPTI
Finansman eksikliklerini de vurgulayan Yiğit, "Çiftçilerimizin en büyük beklentilerinden biri, üretim dönemine uygun zamanlamayla verilen, kolay erişilebilir ve düşük faizli kredi. Ancak bugün gelinen noktada krediye ulaşmak zorlaştı, hepimiz Ziraat Bankası'nın kapısından eli boş döner olduk. Verilen destekler ise maliyet artışlarını karşılamakta yetersiz kaldı. Ne borcumuzu ödeyebiliyoruz ne yeni kredi alabiliyoruz, her şeyimiz traktörümüz tarlamız satılığa çıktı" dedi.
“DESTEKLER YETERSİZ”
Destek yetersizliklerini de hatırlatan Yiğit, "Devletin sağladığı tarımsal desteklerin hem miktarı hem de dağıtım zamanlaması üretici açısından yeterli değildir. Desteklerin çoğu zaman geç açıklanmakta ya da üretim sezonunun ardından ödenmektedir. Ayrıca bazı desteklerin büyük işletmelere yönelmesi, küçük çiftçilerin rekabet gücünü azaltmaktadır" ifadelerini kullandı. Gençlerin uzaklaşmasını ele alan Yiğit, "Artan maliyetler, belirsiz gelir ve zorlaşan şartlar nedeniyle gençler tarıma yönelmemekte, kırsal nüfus giderek yaşlanmaktadır. Tarımın geleceğini korumak için genç çiftçilere yönelik özel programların geliştirilmesi kaçınılmazdır" şeklinde konuştu.
ÇİFTÇİLERİN TALEP LİSTESİ
Çiftçiler, kredi borçlarının ertelenmesini ve faizlerinin silinmesini istedi. Üretici borçlarının yapılandırılmasını, faiz oranlarının düşürülmesini ve tarımsal kredi faizlerinin sıfırlanmasını talep ettiler. Tarım desteklerinin zamanında ve kanunda belirtilen miktarlarda ödenmesini, su yönetimi ile modern sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılmasını, damla sulama ve yağmurlama gibi verimli sistemlere yatırım yapılmasını, genç ve kadın üretici desteklerinin artırılmasını, özel teşvikler, eğitim programları ve hibe destekleri verilmesini, kooperatifleşmenin teşvik edilmesini ve Tarış benzeri yapıların güçlendirilmesini gündeme getirdiler.
“TÜRKİYE TARIMI GÜÇLÜ BİR POTANSİYELE SAHİP”
Yiğit, konuşmasını sonuçlandırırken, "Sarayköy Ziraat Odası olarak bir kez daha ifade ediyoruz: Türkiye tarımı, birçok yapısal ve ekonomik sorunla karşı karşıya olmasına rağmen güçlü bir potansiyele sahiptir. Üretici borçlarının hafifletilmesi, desteklerin etkin ve adil bir şekilde dağıtılması ve modern tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması sektörü yeniden canlandırabilir. Çiftçi güçlenmeden Türkiye'nin üretim gücü güçlenemez. Çiftçimizin alın teri korunmadan gıda güvenliği sağlanamaz. Bizler, üreticilerimizin sesi olmaya; sorunlarını ilgili kurum ve makamlara iletmeye; çözüm arayışımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.” Dedi.