CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, 20 Kasım Çocuk Hakları Günü nedeniyle CHP Genel Merkezinde CHP İnsan Hakları Çalışma Grubu üyeleriyle birlikte basın toplantısı düzenledi. Karaca, “Grubumuzun 15 değerli üyesi ile birlikte, ülkemizin dört bir köşesinde, hak ihlalleri yaşayan yurttaşlarımızın yanında yer almaya, duyurmaya çalıştıkları seslerini yükseltmeye, anayasal güvence altındaki temel hak ve hürriyetlerin korunmasına yönelik politikalarımızı kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz. İlk olarak çalışma grubumuzun üyeleri olarak Adalet Bakanlığı’na resmi başvuru yaparak Çocuk Ceza ve İnfaz Kurumları ile Çocuk Eğitim evleri ziyaretleri için izin talebinde bulunduk. Ne yazık ki pandemi nedeniyle pek çok kurumda çocuklarla görüşme sağlanamadı. Bu konuda takibimiz devam edecek, kapalı kurumlardaki çocuklar için gözlemlerimiz, temas ve girişimlerimiz sürecek. Ülkemizde; 7 çocuk ve gençlik kapalı ceza ve infaz kurumu, 4 çocuk eğitim evi bulunuyor. Salgın süresince birçok duruşma yapılamamış, infaz kurumlarına ziyaretler kısıtlanmış durumda” dedi.

“ÇOCUKLARIN SESİNİ YÜKSELTMEK İSTİYORUZ”

Karaca, “Biz; çocuk ceza infaz kurumlarında bulunan özgürlüğünden yoksun çocukların sesini yükseltmek istiyoruz. Genel merkezimize ve İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığımıza ulaşan talep, şikayet ve başvurular, çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumları ile eğitim evlerine yaptığımız ziyaretler sonucunda tespit ettiğimiz hak ihlalleri ve sorunları kamuoyunun bilgisine sunuyoruz: Tutuklandıkları anda yeterli bilgi verilmediği, tutukluluk süresince eğitimden yararlanamadıkları, su ve beslenmenin yetersiz olduğu, eğitim desteği alabilecekleri televizyonun kendileri tarafından alınması gerekliliği, okuryazar olmayan çocukların bulunduğu, zorunlu eğitime rağmen kanunla ihtilafa düşmeden önce eğitim sistemine hiç dahil olmamış çocukların olduğu, ülke çapında sınavlara katılım hakkında yeterli bilgilerinin olmadığı ve/veya katılım imkanının olmadığı, ailelerinin yaşadığı yerden farklı bir şehirde infazın yapılması nedeniyle sahip olunan yasal görüş haklarının bile kullanılamadığı, bazı kurumlarda çocuk doktorunun ve psikiyatrın bulunmadığı, hükümlü olmalarına rağmen eğitim evine nakil yapılmama durumu ya da disiplin yaptırımı olarak kapalıya geri gönderilme durumunun ceza olarak kullanıldığı, görüşlerin ayda 1 açık olanlarının tamamen kaldırıldığı, sayılarının kurumdan kuruma değiştiği, en fazla ayda 2 kapalı görüşe olanak sağlayan kurum olduğu, telefon hakkının arttırıldığı, telefon hakları en fazla haftada 2 kere 10’ar dakika şeklinde olduğu ancak telefon görüşmelerinin ücretli olması nedeniyle kullanılamadığı, giysi yardımı konusunda Kızılay ile geçerli protokollere rağmen Kızılay’ın bu ihtiyacı gidermediği, giysi yardımlarını kurumların inisiyatifi ile ‘çözülebildiği oranda’ çözüldüğü tespit edilmiştir” dedi.

“KAPSAMLI OLARAK ELE ALINMALI”

Çocukların topluma en iyi şekilde uyum sağlayabilmesi amaçlara uygun hizmetler sunulması gerektiğini belirten Karaca, “İnceleme ve planlama süreçleri kapsamlı olarak ele alınmalıdır. Çocukların tahliye süreci, özellikle eğitim, psikolojik destek ve istihdam ayağında adım adım kurgulanmalıdır. Bu süreç hem tutuklu hem hükümlü çocuğu kapsamalıdır. Denetimli serbestlik hizmetleri, çocuğun sadece yükümlülükleri ile değil hakları ile ilgili de bir program hazırlayıp destek sunmalıdır. İstihdamda tutuklu ve/veya hükümlü çocuk kotası ile eğitim bursu imkanları yasal zemine kavuşturulmalıdır. Yargının yetişkinler için geçerli olan sistematik sorunları çocuklar için de geçerlidir… AK Parti Genel Başkanı ile Adalet Bakanı’na çağrımızdır: Çocuğa Özgü Adalet Sistemi oluşturulmalı, çocuklar değil çocuk cezaevleri kapatılmalı, merkezi bütçede yeni cezaevi inşasına değil önleyici hizmetlere para ayrılmalı, çocukların yargılanmaları neticesinde kapalı-şehir dışında bulunan kampüslerde ya da yetişkin cezaevlerindeki tahsis edilen bir koğuşta kalmalarına değil sosyal hizmet mekanizması ve alternatif denetim yolları ile çocuğa özgü infaz sisteminin oluşturulmasına kaynak ayrılmalı, tutuklama ve ceza ya da eğitim evinde infaz yerine alternatif olabilecek modellerin geliştirilmesi zorunludur. bu amaçla alt yapı, kurum ve kuruluşların oluşturulması için adım atılmalı, çocuğa özgü adalet sistemi; eğitici, onarıcı, telafi edici, toplumsal barış ve dayanışmayı sağlayıcı programların hazırlanması ile gerçekleşebilir. kalıcı, etkin, çözüm içeren programlar derhal hayata geçirilmeli” dedi.