Dünya genelinde teknolojik imkanlar, çevrim içi kullanıcı sayısı ve toplam veri büyüklüğünün hızla artmasıyla doğan yeni fırsatların yanında, güvenlik tehditleri de ortaya çıkıyor. Sistem, ağ ve programları dijital saldırılara karşı koruma uygulamaları olarak tanımlanan siber güvenlik, gelişen teknoloji ve yenilikçi saldırı yöntemleri dikkate alındığında her geçen gün daha karmaşık bir hal alıyor.

Hükümetlerden iyi finanse edilen suç örgütlerine ve korsan eylemcilere kadar birçok farklı aktör, sayıları her geçen gün artan ağ ve cihazlardan faydalanarak bunlara saldırmak için çaba gösteriyor. Siber saldırganlar eylemlerini uzaktan ve çok hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliyor.

Siber saldırıların küresel ekonomiye maliyetinin 2017'de 600 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu da küresel gayrisafi hasılanın yaklaşık yüzde 1'ine denk geliyor. Gelişmekte olan ülkelerde giderek yaygınlaşan "ağlara sızmak" kolay olmasına rağmen, buralardan elde edilebilecek değer nispeten düşük olduğundan, siber suçlular gelişmiş ülkelerdeki saldırılar üzerine yoğunlaşıyor. Siber saldırılarda en çok maddi zararı zengin ülkeler görüyor.

İnternetin doğası gereği kaynağı gizlenebilen siber saldırıların hedefinde genellikle elektronik haberleşme, enerji, finans, havacılık, sağlık gibi kritik altyapıları ihtiva eden sektörler yer alıyor.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesinde oluşturulan Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi'ndeki (USOM) ekipler, 7 gün 24 saat esasına göre kritik altyapıları anlık izleyerek, saldırıların önlenmesi için çalışıyor. Bu kapsamda elektronik haberleşme işletmecileri tarafından raporlanan siber saldırı sayısı geçen yılın sonu itibarıyla 73 bini geçti.