Denizli Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu ile birlikte kamuoyunun karşısına çıkan Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk, ilk kez düzenlenen 1. Denizli Opera ve Bale Günleri kapsamında bilgilendirme ve değerlendirmelerde bulundu. Festivalin açılışı, Antalya Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen, Türk edebiyatının klasikleşmiş eseri Aşk-ı Memnu operasıyla bugün başlıyor. Opera, bale, senfonik konser ve sahne eserlerinin bir bölümü Denizli Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde, bir bölümü ise Laodikya ve Hierapolis antik tiyatroları gibi eşsiz tarihi mekanlarda sanatseverlerle buluşacak. Festival, 14 Ağustos’ta Laodikya Antik Tiyatrosu’nda sahnelenecek “Senfonik Neşet Ertaş Türküleri” konseriyle devam edecek. Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının sahneleyeceği bu özel programda, Neşet Ertaş’ın gönül tellerine dokunan eserleri klasik batı müziği düzenlemeleriyle yorumlanacak.
Ardından, 2 Eylül’de Hierapolis Antik Tiyatrosu’nda sahnelenecek olan Carl Orff’un Carmina Burana eseriyle festivalin uluslararası boyutu da vurgulanacak. İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenecek bu görkemli eser, koro, orkestra ve solo performanslarla antik tiyatronun atmosferine hayat verecek. 29 Kasım’da Özay Gönlüm Salonu’nda gerçekleşecek kapanış etkinliğinde ise Ankara Devlet Opera ve Balesi, Çaykovski’nin klasik eseri Kuğu Gölü Balesini sahneleyecek. Tan Sağtürk, “Bu eseri belki 400-500 defa dans ettim. Denizli’de sahneye konulacak olması beni ayrıca heyecanlandırıyor” dedi.
TÜM ETKİNLİKLER HALKA AÇIK VE ÜCRETSİZ
Tüm etkinliklerin ücretsiz olacağını belirten Sağtürk, “Sanat herkes için ulaşılabilir olmalı. Bu projede yerel izleyiciyle birlikte uluslararası sanatseverleri de Denizli’ye davet ediyoruz. Hep birlikte gurur duyacağımız bir iş yaptığımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“SANAT BİRLEŞTİREN BİR GÜÇ”
Sanatın birleştirici gücüne inandığını vurgulayan Sağtürk, “Deprem bölgelerinde, büyük şehirlerde, zorlu süreçlerde sanatın insanları bir araya getirme gücünü hep gördük. Bugün de burada, Denizli gibi köklü bir şehirde yeni bir başlangıç yapıyoruz” dedi.
“YENİ BİR SAYFA AÇIYORUZ”
Denizli’nin sahne sanatlarına gösterdiği yoğun ilgiden övgüyle söz eden Sağtürk, İstanbul Opera ve Bale Festivali’ni 20.906 sanatseverle tamamladıklarını, şimdi aynı tutkuyla Anadolu’ya yöneldiklerini ifade ederek; “İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerde bu ilgiyi beklemek doğal. Ancak biz sanatın erişilebilirliğini tüm Anadolu’ya yaymak zorundayız” dedi.
“DENİZLİ’DE SANAT KALICI OLACAK”
Devlet Opera ve Balesi olarak Denizli’ye yönelik hedeflerinin geçici bir etkinlikten ibaret olmadığını belirten Sağtürk, “1. Denizli Opera ve Bale Günleri yalnızca bir kültürel organizasyon değil; uzun yıllar sürecek kalıcı bir sanat yolculuğunun ilk adımıdır” şeklinde konuştu.
“EŞİMİN BİR SÖZÜ HEP AKLIMDA”
Denizli’nin tarihi kimliğine duyduğu hayranlığı dile getiren Sağtürk, bu ilgisinin yalnızca sanatsal değil, duygusal da olduğunu belirtti. Eşinin Laodikya ve Hierapolis antik tiyatrolarıyla ilgili söylediği bir cümleyi paylaşarak şöyle konuştu; “Eşim bana dedi ki: ‘Laodikya ve Hierapolis gibi kadim tiyatrolar, sadece taş değil; geçmişin nefesini hâlâ taşıyor. Burada yankılanacak her nota, o nefese yeniden can verecek.’ Bunun tadını çıkarmak önemli.’ Ben de hayal ediyorum ki bu sahnelerde yapılacak her etkinlik, uluslararası turizmi de canlandıran, kültürel bir çekim merkezine dönüşsün” ifadelerini kullandı.
“DENİZLİ’NİN CEVHERLERİNİ KEŞFE ÇIKACAĞIZ”
Denizli’nin genç yetenek potansiyeline de dikkat çeken Sağtürk, geçtiğimiz Aralık ayında kentte yapılan yetenek taramasına ek olarak yeni bir tarama daha planladıklarını belirterek, “Bu şehirde daha keşfedilmemiş ne cevherler olduğuna inanıyoruz. Onları gün yüzüne çıkarmak bizim görevimiz” diyerek sanat eğitimi alanında da Denizli’ye destek vereceklerini ifade etti.