Bazen öyle bir an gelir ki, her şey alt üst olmuş gibi hissedersin.

İşte o an;

Acıyı,

Kederi,

Hüznü,

Çaresizliği,

Yalnızlığı…

Olumsuz duyguların tamamını en derinden hissedersin.

Hislerin, bedenine ağır gelir.

Düşüncelerin, yük olur artık sana.

Kendi kendine ağır gelirsin.

Neye el atsan elinde kalır.

Durup dersin ki kendi kendine: ‘Her Şey Alt Üst Oldu.’

Olsun, alt üst olsun.

Bazen bir şeylerin ne kadar iyi ya da ne kadar kötü olduğunu görebilmek için en kötüsü olması gerekir.

Hem belki altı üstünden daha iyidir.

En büyük sonu görmüş gibi düşünmemek lazım.

Bazen her şeyin kötü gidişini de izlemek gerek.

Bence bu, domino taşlarının yıkılışından da keyif almak gibi bir şey.

Teker teker ve hızla yıkılışını şaşkınlıkla izlersin…

Sonra hepsi yere yığılınca, o yıkıntıya bakarsın.

Ve dersin yine yapabilirim, yine ayağa kaldırabilirim.

İşte o domino taşları gibi tek tek kalkarsın her zorluğun altından.

Yani demem o ki, yıkıldı mı?

Yıkılsın!

Bitti mi?

Bitsin!

Zorluklar sonrasındaki hafifliğin keyfi gerçekten çok müthiş bir şey.

O yüzden diyorum ki bugün her şey berbat olabilir…

Olsun.

Aldırmayın ama yılmayın.

Yarın nasılsa çok güzel olacak…