Bugünlerde hangi arkadaşımla konuşsam dertli… Sıkıntıları ise ya kardeşi, ya çocuğu yada torunlarıyla ilgili…Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sisteminin yerine getirilen yeni Liseye Geçiş Sınavı (LGS) sonuçlarının açıklanması sonrası memnun bir kesim ‘Var desem’ yalan olur. 

Evine en yakın okulu tercih edebilme imkanı sunan ve bu sene ilk kez uygulanan sistemde devasa bir kontenjan boş kaldı.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı 2018 lise yerleştirme sonuçlarını verilere göre; 342 bin kontenjan boş halde.  Öğrencileri ve velileri hayal kırıklığına uğratan ise binlerce öğrencinin "Hiçbir tercihinize yerleşemediniz" ekranıyla karşılaşması veya yerleşse dahi istediği okul olmaması.

Peki bundan sonra ne olacak? Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre;  “Yerleştirme işlemleri sonucunda öğrencilerin okullara kayıtları –açık liseler ile yetenek sınavıyla öğrenci alan okullar hariç olmak üzere- sistem tarafından otomatik olarak yapılacak.”

Yani kayıtlar otomatik olarak yapılacak. Ya meslek lisesi, ya imam hatip lisesi ya da bir Anadolu Lisesi… Artık hangi okul denk gelirse…

Sınav sonuçlarına göre istatistiklere bakarsak; 1 milyonun üzerinde bir yavrumuz bu sınava girerek istediği lisenin hayaline kavuşmak amacıyla sınavda ter döktü. Sadece 33 bin 964 aday birinci tercihlerine yerleştirilebildi. Açıklanan verilere göre 342 bin kontenjan boş kaldı. Boş kontenjanların çoğu da meslek lisesi ve imam hatip liseleri. İşin sonucuna bakıldığında binlerce öğrenci açıkta kaldı.

Eğitim uzmanlarına göre bu işin çözümü; gelecek yıla bırakılıp binlerce çocuğun hayalini yok edip sistem mağduru olmalarına neden olmaktansa, hiç zaman geçirilmeden, diğer liselere dönüştürülen klasik liseler tekrar açılmalı ve herkes evine en yakın okula lafta değil, gerçek anlamda gidebilmeli.

Seslerine Milli Eğitim Bakanlığının kulak vermesini isteyen velilerin isteği ise, tüm talepleri karşılayacak ölçüde Anadolu liselerinin kontenjanları artırılarak  tercih sınırlamasını ortadan kaldıracak adımları cesaretle atılması.

Çünkü herkes çocuğunun geleceğini düşünürken böylesi bir tökezleme yaşamalarını istemiyor.

Yeni Hükümet Sisteminin ilk Milli Eğitim Bakanı olan Ziya Selçuk, göreve gelir gelmez eğitimle ilgili çok pozitif ve köklü önemli bir değişim rüzgarı olacağını konuşmalarında yansıtmış, hatta kurullar oluşturarak var olan sorunların çözümü ve kalıcı bir sistemin temelini inşa etmek adına geniş çaplı bir araştırmanın önünü açmıştı.

Tamda böylesi bir sıkıntının yaşandığı dönemde Bakan Selçuk’un hızlı, ivedi ve kalıcı bir çözüm önerisi sunması durumunda binlerce öğrenci ve veli rahat bir nefes alacak.

Dahası Bakan Selçuk’un eğitimde kriz noktasına gelen bu konuya yaklaşımı ve çözümüyle geleceğe dair önemli pozitif bir güvende sunmuş olabilecek olması.

Tek dileğim de olumlu yönde ortak paydada kalıcı ve mağduriyetleri giderici bir çözümün hayat bulması.