Tekstil sektöründe bir süre yönetici olarak çalıştıktan sonra kurduğu şirketle yenilikçi ürünler geliştirmeye odaklanan İsa Dal, şirket bünyesindeki 15 kişilik tasarım ekibi ve İspanya, Belçika, İzmir ve İstanbul'daki Ar-Ge merkezleriyle ortak geliştirdiği ürünler sayesinde 55 ülkeye yıllık 5,5 milyon dolarlık ihracat yapıyor.

Karides kabuğundan antimikrobiyal tekstil ürünleri, geç tutuşur hapishane kumaşı, Kırım Kongo hastalığına karşı kene kovucu kumaş, Zika virüsüne karşı hamileleri sivrisineklerden koruyan giysi, yatalak hastalar için bası yaralarını engelleyen çarşaf ile radyasyon ve elektromanyetik alan kirliliğine karşı koruyucu kumaşa imza atan İsa Dal, son olarak çay atıklarını kullanarak kumaş geliştirdi.

Dal,  Avrupa'da birlikte çalıştığı tekstil ve konfeksiyon şirketlerinin her dönem yeni bir hikaye istediğini vurguladı. Kumaşlara yeni fonksiyonlar kazandıran özelliklerin piyasada rağbet gördüğünü dile getiren Dal, bu talebe yanıt vermek için sürekli Ar-Ge ve tasarım faaliyeti içinde olduklarını söyledi.

"BURAM BURAM ÇAY KOKUYOR"

Son dönemde çevre bilincindeki artışla özellikle geri dönüşüm ve yenilenebilir enerji temalarına eğildiklerini belirten Dal, çay kokulu kumaşın da bu kapsamda geliştirildiğini vurguladı. Dal, "Ben çay tiryakisiyim. Bir gün üzerime çay döküldü. Aklıma bu çayı boyama maddesine dönüştürme fikri geldi. Bir çay tiryakisi olarak çay kokan bir giysi istenir mi diye düşündüm” diye konuştu.

Çay fabrikalarının atıklarını ve çöpe atılan çay posalarını topladıklarını anlatan Dal, 1 yıllık Ar-Ge çalışması sonucu çay kokulu havlu, çarşaf, iç giyim ve tişört ürettiklerini bildirdi.

Çayın organik bir boya olması nedeniyle özellikle organik tekstillerde kullanılabildiğini, bu ürünle dünyada bir ilk yarattıklarını söyleyen Dal, "Kimyasal boyar maddelere göre daha sağlıklı olan bu ürün buram buram çay kokuyor. Çay tiryakilerine özellikle tavsiye ediyoruz. Ben de bu ürünleri severek kullanmaya başladım. Organik Türk pamuğunun dokunması sonrası çay posasıyla renklendirilen bu ürünler iç ve dış piyasaya çıkmaya hazırlanıyor. Ekim ayında yurt dışı fuarlarda tanıtımına başlıyoruz” dedi.

Dal, bu ürünün büyük mağaza zincirleri, geri dönüşüm ve sürdürülebilir üretim konularına önem veren markalar tarafından ilgi göreceğini tahmin ettiklerini dile getirdi. İsa Dal, geliştirdikleri bu kumaşa, "dünyanın ilk çay kokulu kumaşı" olarak faydalı model tescili almak üzere Türk Patent ve Marka Kurumuna başvuruda bulunduklarını da sözlerine ekledi.

ÇAY KOKULU AMA KIRMIZI DEĞİL

Tamamen doğal çay posasıyla ancak siyah, beyaz, sarı, gri, kahverengi ve açık kahverengi tonlarının boyanabildiğini, kırmızı rengin mümkün olmadığını anlatan İsa Dal, "tavşan kanı tişört" giymenin bu boyayla mümkün olamadığını söyledi.

Projede görev alan Pamukkale Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Atar da çöpe giden bir ürünü milli değer olarak kullanmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.

Çay posasının boyar madde olarak kullanılması sürecinde nanoteknolojik uygulamalara yer verdiklerini bildiren Atar, "Hiçbir kanserojen etkisi olmayan bu organik maddeyle Denizli'deki tezgahlarda çay kokulu kumaşlar boyanmaya başladı. Fabrikamızda boya kokusunun yanında çay kokusu da yavaş yavaş artmaya başladı” diye konuştu.(AA)