Bu hafta biraz yaz tatilinden bahsedelim. Şimdi bakıyorum da çocukların yaz tatili pek de okul döneminden farksız değil. Yaz okulu, kurs, dersler derken yine erken kalkmak ve hep bir yerlere yetişmek zorundalar. Ama sanırım son yılların durumu da bunu gerektiriyor. Önlerinde girmeleri gereken birçok sınav var sonuçta.

Eskiden benim okul yıllarımda durum farklı mıydı? diye düşünüyorum. Evet, biraz farklıydı aslında. O yıllarda da kurslar vardı ama daha çok okul dönemleri ve hafta sonu olurdu. Yazları genelde öğrenciler uzun bir tatil yaparlardı. Ya da benim gibi bir işte çalışırlardı. İşte bu hafta vurgulamak istediğim konu tam da bu…

Çocuklar yaz döneminde bir işte çalışmalı mı, çalışmamalı mı? Bu soruya hem kendi hayatımdan bir örnek ile hem de uzman görüşleri ile cevap vermek istiyorum. Açıkçası ilkokul döneminde yazları köye gönderilip tarlada dayımın yanında çalışmamı saymazsak (sonuçta biraz daha rahat bir ortam, tam da çalışma sayılmaz J)  ilk iş hayatım 5. Sınıf bittiğinde başlamıştı ve mahallede küçük bir konfeksiyonda işe başlamıştım. Sonra ki öğrenim hayatım boyunca da her yaz bir tekstil de hatta Denizli’nin en büyük tekstil Fabrikalarında çalışarak okul harçlığımı çıkarmıştım. Yani havludan, bornoz ve nevresime kadar tekstil şehrimiz Denizli’nin Dünya’ya ihraç ettiği ürünlerinin oluşum aşamalarına böylece vakıf oldum. Lise yıllarımda ise yazları radyo programları serüvenim başladı ve Medya Sektörüne adım atmış oldum. Sonrası da yarım gün okul, yarım gün radyo ve TV Programları derken yoğun ve koşturma içinde geçen yıllarda üniversite dahil öğrenim hayatı bitiverdi.  Yani bakıyorum da öğrenim hayatım boyunca çalışmadan geçirdiğim tek bir yaz tatilim dahi olmamış. Peki bundan memnun muyum? Yoksa şikayet mi ediyorum?

Açıkçası çalıştığım o yıllarda biraz zor gelmedi desem yalan olur… Ama 3 ay gibi sınırlı bir zaman olduğunu bilmek ve nasılsa okul başlayınca işin biteceğini düşünmek iş stresini alıp götürüyordu. Tabii çoğu öğrencinin aksine okulun başlayacağı tarihi de iple çekiyordum. Kendi kazandığın parayla okul ihtiyaçlarını alabilmenin verdiği haz da bir başkaydı doğrusu.

Yazları çalışmanın maddi kazancın yanında manevi boyutta da birçok artılar kazandırdığını ise yıllar sonra yetişkin olduğumda üniversite bittiğinde çok daha iyi anladım. Çünkü farklı sektör, farklı iş ve kurumlarda çalışmak, sürekli yeni kişiler tanımak, iletişim kurmak, deneyim ve özgüven kazandırıyor bir kişiye. Birçok çevre edinmenin yanı sıra hayatın zorluklarını, yeri gelip hakkını aramayı, yeri gelip kabullenmeyi öğreniyorsunuz. Lisans mezunu olmak ya da birkaç tane üniversite bitirmek ne yazık ki artık günümüzde hayatta başarılı olmak için pek de geçerli bir durum değil. Birçok arkadaşım var yıllardır atanmayı bekleyen, diplomasının hakkını vermeyen işlerde çalışmak zorunda kalan. İyi okullar bitirmek, başarılı bir diplomaya sahip olmak çok önemli. Ama hayat sadece bunlardan ibaret değil.

Günümüzde zaten teknoloji çocuklarımızın sokakta birbirleriyle oyunlar oynamasının ve sosyalleşmelerinin yerini almış durumda. Bütün gün evde telefon ya da bilgisayar başından kalkmayan çocuk nasıl sosyal yönden gelişecek, iletişim ve özgüven becerisi kazanacak. Ayrıca zamanında Çocuk Psikiyatri Uzmanlarımız ile yaptığım TV Programlarında bu konuyu ele aldığımızda onların da bu konuda tavsiyeleri olmuştu; “Ebeveynler, çocuklarının kısa dönemlik dahi olsa güvendikleri bir yerde çalışmasına izin vermeli, sosyalleşmesi ve özgüven kazanmasına zemin hazırlamalıdır.”

Yani hem pratik kendi deneyimlerimden hem de uzmanlarımızın tavsiyelerinden yola çıkarak hazır yaz tatili de henüz bitmemişken bu konuya dikkat çekmek istedim. Eğer ki çocuğunuzun yaz okulundan fırsat kalırsa ileride deneyimli, özgüvenli ve iletişimi kuvvetli olmasını istiyorsanız bu ‘İŞ’ konusunu da bir değerlendirin derim.