TBMM Başkanvekili CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle yayımladığı mesajında şu ifadelere yer verdi; “Öğretmenlerimiz ve tüm eğitim emekçilerimizi değersizleştiren, haklarını tırpanlayan, varlıklarını yok sayan, ekonomik krizin mağduru haline getiren, mesleklerini yapmasını engelleyen, öğretmenliği popülist söylemlere kurban eden bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değildir.

22 yıllık AKP iktidarında ne yazık ki Cumhuriyetimizin 100. Yıldönümü’ne yakışmayan bir tablo yaratıldı:

Öğretmenlik mesleği itibarsızlaştırıldı.

Laik eğitim sisteminde çağın koşullarına uygun tutarlı ve kapsayıcı bir yöntem izlenmedi.

Norm kadro sözleri tutulmadı.

Kadrolu sözleşmeli ücretli öğretmen ayrıştırmaya son verilmedi.

Sürekli değişen eğitim sistemi ve müfredatta istikrarlı bir yol izlenmedi.

Açlık ve yoksulluk ile baş başa bırakılarak öğretmenlik mesleki saygınlığa ve insan onuruna uygun koşullara ve özlük

Yoksulluk sınırının altında öğretmen maaşlarında iyileştirme ve düzenleme yapılmadı.

Piyasacı eğitim-öğretim koşullarında kariyerist düzenlemelerden vazgeçilmedi.

Sağlık-İş üyesi işçiler 1 Mayıs öncesi Seslendi:  "Paü İşçisinin Hakkını Ver!" Sağlık-İş üyesi işçiler 1 Mayıs öncesi Seslendi: "Paü İşçisinin Hakkını Ver!"

Eğitim emekçileri ve ilgili meslek sendikaları karar alma mekanizmalarına dahil edilmedi.

Öğretmenlere yönelik şiddet döngüsünü sona erdirecek etkili önlemler alınmadı.

Ataması yapılmayan öğretmenler sorunu çözülmedi.

Mülakat kaldırılmadı, liyakat esas alınmadı.

Öğretmenler “Barınamıyoruz, Geçinemiyoruz, Yaşamıyoruz” noktasına getirildi.

Siyasal iktidarın öğretmenlere 24 Kasım vesilesiyle övgüler düzmesinin samimiyetsiz olduğu ise, eğitim-öğretim konusundaki ticarileştirme, gericileştirme, itibarsızlaştırma, ekonomik ve sosyal haklardan yoksun bırakma hamleleriyle ortaya çıktı.

Bir ülkenin gerçek zenginliği, yetiştirdiği nitelikli insan kaynağıdır. Öz kaynağımızın mimarı öğretmenlerse her gün milyonlarca genç zihni eğitiyor ve geleceği şekillendiriyor. "Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, umumi bir refahın kapılarından giremez." diyen Atatürk için öğretmenler ayrı bir değer ifade ediyordu. Anlıyoruz ki, Başöğretmenimiz; yeni Türkiye'nin modernleşmesi için öğretmenlere büyük bir önem veriyor ve onları ülkenin geleceği için kilit bir rolde görüyordu. Atatürk'ün eğitim vizyonu, öğretmenlerin sadece bilgi aktaran değil, aynı zamanda halka cumhuriyetin evrensel değerlerini aşılayan “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” nesillerin karakterlerini ve düşünme yeteneğini şekillendiren rehberler oldukları yaklaşımını da içeriyordu.  Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanı olduğu halde sınıfta önüne geçmediği, büyük saygı duyduğu öğretmenlik bugün, Cumhuriyetimizin en temel taşlarından biri olarak hak ettiği değere kavuşmayı bekliyor.

Öğretmenlik mesleğine hakkını teslim etmek için; öğretmenler arasında ayrıma yol açan Öğretmenlik Meslek Kanunu yürürlükten kaldırılmalıdır. Öğretmen atamalarında uygulanan mülakat kaldırılmalıdır. Ataması yapılmayan öğretmenler sorunu çözülmelidir. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmelidir.

Cumhuriyetimizin 100. Yıldönümünde; Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, 100 yıllık Cumhuriyetimizin tüm öğretmenlerini minnetle anıyor ve her türlü zorluğa rağmen gösterdikleri özverili çalışma için şükranlarımı sunuyorum. Geleceğin inşası için ülkemizin her köşesinde, her gün milyonlarca genç zihni aydınlatan öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü en içten dileklerimle kutluyorum”