Denizli Veli-Der üyeleri bugün Candoğan Parkı’ında konuya ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı Öğrenci Veli Derneği (VELİ-DER) Denizli Şube Başkanı Elif Bekçi okudu.

Elif Bekçi, “Yıllardır sürekli dile getirdiğimiz, mücadele ettiğimiz gerçeği Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bütçe görüşmeleri sırasında TBMM Genel Kurulunda itiraf niteliğinde söylemiştir.” Diyerek bakanın açıklamalarını eleştirdi.

Dernek Başkanı Elif Bekçi basın açıklamasında şu görülere yer verdi:  "Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ‘Bunların içerisinde, sizin tarikat-cemaat dediğiniz, bizim STK dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır’ diyerek konuyu önemsizleştirmeye çalışmaktadır. Ayrıca, Yusuf Tekin tarikat ve cemaatlerin çocukların dağa çıkmasını engellediğini iddia ederek bu dinci yapıları halkın nezdinde meşrulaştırmaya ve sevimli göstermeye çalışmaktadır. Çocuklarımızın dağa çıkmasını engellediğini iddia ettiğiniz tarikat ve cemaatler, Suriye iç savaşı sırasında çocuklarımızı IŞİD, ÖSO, El Nusra ve El Kaide gibi dinci terör örgütlerine gönderdiler. Ve yine sizin 'STK' dediğiniz, bizim 'tarikat ve cemaat' dediğimiz gerici yapıların yurtlarında ve Kuran kurslarında çocuklarımızın başına neler geldiğini çok iyi biliyoruz. Yusuf Tekin tarikat ve cemaatlerle olan ilişkilerini TBMM Genel Kurulunda dile getirmekten çekinmediği gibi, onlarla protokoller imzalamaya devam edeceğini söylemektedir. Bir tane bile 'tarikat cemaat' ile yapılan proje ve protokolleri asla kabul etmiyoruz.

MEB‘in dini içerikli proje, protokol ve uygulamalarıyla, Cumhuriyetin kuruluş ilkelerinden laik, bilimsel, kamusal eğitim ortadan kaldırılarak, dini vakıf-dernek, cemaat okulları, kursları, yurtları, vb. yerleri doğrudan iktidarın desteği ile bütün eğitim sistemini sarmıştır.”

“YASA DIŞI YAPILARLA İŞBİRLİĞİ YAPMAK SUÇTUR”

Paü’den Polonya’da Önemli Adım Paü’den Polonya’da Önemli Adım

Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitim öğretim faaliyetlerinin devletin asli görevi olduğunu söyleyen Bekçi konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu görevi yerine getirmekle Milli Eğitim Bakanlığı yetkilidir ve bu yetki devredilemez. Dini vakıf-dernek, cemaat ve tarikatlarla protokoller imzalamak, ilgili mevzuatın izin vermediği yetki devrinin kullanılmasıdır ki, bu suçtur. 677 sayılı Tekke ve Zaviyeler yasasına göre tarikat ve cemaatler yasa dışıdır. Yasa dışı yapılarla işbirliği yapmak suçtur.

Tarikat ve cemaatler STK değil, yasa dışı gerici yapılanmalardır. Yasa dışı gerici yapıları okullarımızda istemediğimiz gibi, hukuku çiğneyerek bu gerici yapıları yasalara rağmen okullarımıza sokmaya çalışan Yusuf Tekin’in de Milli Eğitim Bakanlığı görevinden alınmalıdır. Çünkü Yusuf Tekin’in Milli Eğitim Bakanlığı gibi önemli bir görevde bulunması bu ülke için beka sorunudur.

Türkiye Cumhuriyeti’ni şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi yaptırmayacağız. Bu mücadele iyi ile kötünün, aydınlık ile karanlığın, bilim ile cehaletin kavgasıdır. Bu gün her ne kadar durum aleyhimize gibi görünse de umutsuz değiliz. Zira insanlık tarihine baktığımızda; kötülüğün, karanlığın, cehaletin kalıcı olarak kazandığı görülmemiştir.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bugüne kadar ki uygulamalarıyla anayasal ve yasal suç işlemiştir ve bu son açıklamalarıyla da bu suçu işlemeye devam edeceğini beyan etmektedir. 

Veli-der olarak; Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Siz değerli velilerimizi ve kamuoyunu da çocuklarımızın geleceğine sahip çıkma adına suç duyurusunda bulunmaya çağırıyoruz. Ne olursa olsun, çocuklarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz! Bilimsel, demokratik, laik, kamusal eğitimi kazanma mücadelemizden asla ödün vermeyeceğiz.”