Çocukluğunda dövme demir ustası yanına kaynakçı çırağı olarak giren Erdoğan Kızıl, kalfalığı ve sonunda ustalığını alıp zanaatkar olarak iş hayatına atıldı. Kıbrıs’ta da uzun yıllar mesleğini sürdüren Kızıl, sonrasında memleketine geri döndü ve 1996 yılında o dönemin popüler mesleği olan tekstil işine girdi. Aslen Çal İsabey’li olan Kızıl, ilk olarak fabrikaların atık tekstil ürünlerini toplayarak başladığı işinde kısa zamanda dev bir fabrikanın temelini de atmayı başardı. Kızıl’ın Hacıeyüplü mahallesinde 6 bin 500 metrekaresi kapalı alan olmak üzere 10 bin metrekare alanda kurulu olan fabrikası bugün 20 milyon lira ihracat yapar hale geldi. Öyle ki, iç piyasada da alanında aranan bir firma olmayı başardı.

MESLEĞİNE UZAK KALAMADI

Tekstil sektöründeki başarısı Kızıl içinse yeterli olmadı. 3 yıl önce emekli olan ve işlerin büyük kısmını 3 erkek evladının üstlenmesiyle bolca vakit kazanan Kızıl, çocukluğunda başladığı mesleğe hem huzuru hem de mutluluğu bulmak için geri döndü. Kendi tasarımı olan atölyeyi fabrika yanına inşa eden Kızıl, hummalı bir çalışmanın içine girdi. Hem tekstil fabrikasında çocuklarına yön göstermeye devam ederken hem de ahşaptan ve demirden yüzlerce ürünü atölyesinde bir bir nakış gibi işledi, ziyaretçilerin beğenisine sundu. Özellikle günümüz çocuklarına örnek olmak isteyen Kızıl, geçmiş dönemde dedelerinin ve babalarının oynadıkları ahşaptan ve tahtan araba, yürütgeç, kılıç gibi onlarca oyuncağın yanı sıra köy çeşmesi ve su değirmenlerini işleyerek ortaya çıkardı. Bu oyuncakları yapmasındaki amacı da anlatan Kızıl, “Günümüzde modern yüzlerce oyuncak var. Ancak kimyasallar ve diğer etken maddeler nedeniyle çoğu oyuncakta tehlike saçıyor. Birde çocuklarımız dedelerinin ve babalarının hangi oyuncaklarla oynayıp, onlarla mutlu olup yetindiklerini bilmiyor. Hem onlara bu oyuncakları göstermek hem de kendilerinin de bunları yaparak mutluluk içinde oynayabileceklerini göstermeye çaba harcıyorum” dedi.

YÜZLERCE KUŞ YUVASI ÜRETTİ

Çocukluğundan beri kuşları çok sevdiğini aktaran Kızıl, atölyesinde binin üzerinde yaptığı kuş yuvasını ise, fabrikanın bahçe duvar çitlerine ve fabrika binasına asarak işletmenin dört bir tarafında devasa bir kuş yuvası parkı oluşturdu. Bahar döneminde fabrikanın kuş cıvıltıları içinde kaldığını belirten Kızıl, “Maalesef ormanlarımızı yok ediyor, kuşların dahi yaşam alanlarını daraltıyoruz. Atölyemde en çok kuş yuvası yaptım. Fabrikanın dış duvar çevresini ve fabrika yapısının çevresini kuş yuvalarıyla donattım. Öyle ki, bahar döneminde kuşların cıvıltısı içinde bir atmosfer oluştu. Çok dinlendirici. Kuş yuvalarını yapmaya da devam ediyorum. Çocuklarımız buraya geldiğinde bir iki tane onlara veriyorum. Evleri yada ormana gidip asarak doğaya katkı sağlıyorlar. Çocuklarımızda doğanın dengesi ve önemini kavrıyor” dedi.