Merkezefendi Sağlıklı Hayat Merkezi Diyetisyeni Hüdanur Ulutürk, kilo vermede çok başvurulan düşük kalorili, tek gıdalı sağlıksız ve medyatik diyet programlarına karşı uyarılarda bulundu. Ulutürk, pandemi nedeniyle evde fazla kalınması ile birlikte kontrolsüz duygusal yeme davranışlarının karbonhidrat içeriği yüksek besinler ve atıştırmalıkların tüketimini arttırdığını bunun sonucunda da kilo artışlarının yaşandığını söyledi ve şu açıklamada bulundu: “Dünya Sağlık Örgütü tarafından  bir pandemi olarak kabul edilen Koronavirüs (Covid-19) evde geçirilen dönemde ve sosyal hayata dönüş döneminde günlük yaşamımızı, beslenme alışkanlıklarımızı, fiziksel aktivite düzeylerimizi ve psikolojik durumumuzu etkileyen bir süreç olmuştur. Koronavirüse karşı en etkili yöntem tedbirlere dikkat ederek hastalıktan korunmaktır. Bu aşamada ise beslenme düzeyi etkin rol oynamaktadır. Yapılan çalışmalar; yeterli ve dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve verimli uyku ile immün sistemin destekleneceğini ve istenmeyen ağırlık artışlarının önleneceğini ortaya koymuştur. Bu yıl evde karantinada geçirdiğimiz süreçte günlük düzenimiz hızla değişmiş, uzun süre evde kalma sonucunda duygusal yeme davranışı eğilimleri ve sık atıştırmalarda doymuş yağ ve basit şeker tüketimi artmıştır. Enerji alımı hızla artarken enerji harcama düzeyi azalmış ve bozulan bu denge hızlı ağırlık artışına, abdominal yağlanmaya sebep olmuştur” dedi.

SAĞLIKSIZ DİYETLERE DİKKAT

Kontrolsüz hızlı ağırlık artışı ve yaz aylarına girerken hızlı kilo kaybetme isteği ile verilen ilk refleksin sağlıksız ve medyatik diyet programlarını uygulama yönünde kendini gösterdiğini belirten Ulutürk, bu tarz diyet uygulayanlara karşı uyarılarda bulundu. Ulutürk: “Özellikle sıkı egzersiz ile birlikte uygulanan çok düşük kalorili diyetlerin, tek gıda diyetlerinin, yetersiz ve dengesiz beslenme programlarının bireylerin vücut analizlerinde sağlıksız sonuçlara sebep olduğu bilinmektedir. Bu programlar sonucunda; bel çevresinde ve yağ oranında bir değişme olmadan hızlıca kas ve su kayıpları meydana gelmektedir. Bireylerin vücut direncini azaltan, ilerleyen dönemde farklı kronik hastalıklara temel oluşturan, Yo-yo sendromu ile hızlıca verilen kiloların tekrar hızlı ve kalıcı artışına sebep olan sağlıksız beslenme programlarının yerine yeterli ve dengeli beslenme programları desteklenmelidir. Hızlı kilo kaybının yerine ise kontrollü kilo kaybı hedeflenerek ömür boyu sağlıklı beslenme bilinci oluşturulmalıdır” şeklinde konuştu.

SAĞLIKLI BESLENME NASIL OLMALIDIR?

Diyetisyen Hüdanur Ulutürk, sağlıklı bir beslenme programında neler olması gerektiği konusunda da önerilerde bulundu ve; “Sağlıklı beslenme programında; karbonhidrat, protein ve yağın tüketim düzeyinin dengeli olması, posa, vitamin, mineral ve antioksidanın yeterli alımı etkin rol oynar. Savunma mekanizması elemanlarından olan antikorların işlevini gerçekleştirebilmesi ve kasların gelişiminin sağlaması adına et, peynir, yumurta, süt, yoğurt, kefir ile kaliteli protein alımı sağlanmalıdır. Enerji metabolizmasının başlıca kaynağı olan karbonhidratın yeterli düzeyde alımı sağlıklı bir beslenme programında büyük önem taşır. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek adına lif oranı yüksek sebze, meyve, tahıllı ürünler ve kurubaklagiller ile bağırsak florası desteklenmelidir. Şeker, yağ ve tuz içeriği yüksek besinlerin tüketimi sınırlandırılmalı, metabolizmanın sağlıklı bir şekilde işleyişini sağlamak, hâlsizlik ve yorgunluğu en aza indirebilmek için en az 10-12 bardak su içilmelidir. Düzenli fiziksel aktivite ile desteklenen sağlıklı beslenme programı sonucunda, ömür boyu kontrollü kilo aralığı ve güçlü bağışıklık sistemi sağlanarak beden sağlığını korumak mümkündür” diye konuştu.