Cinsel Taciz Dosyası 200 Bine Dayandı Cinsel Taciz Dosyası 200 Bine Dayandı

10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar Meydanı’nda düzenlenen “Barış ve Demokrasi” mitingine yönelik IŞİD’in gerçekleştirdiği bombalı saldırının üzerinden 8 yıl geçti. Katliamda 104 kişi hayatını kaybederken, yüzlerce kişi de yaralandı. Katliamın 8’inci yılında Çınar Meydanı’nda KESK, DİSK ve TMMOB’nin çağrısıyla bir araya gelenler katliamda hayatını kaybedenleri andılar.

Anmada grup adına açıklamayı İKK Dönem Sözcüsü Mehmet Sarıca okudu. Ankara Gar Katliamı’nın Cumhuriyetin 100 yıllık tarihinin en büyük katliamı olduğunu ifade eden Sarıca, aradan geçen 8 yılda asıl sorumluların yargı önüne çıkmadığını belirterek, “Bilineni tekrarlamak istiyoruz: 8 sene önce IŞİD’li 2 canlı bomba bütün kontrollerden geçerek, Ellerini kollarını sallaya sallaya başkentin göbeğine kadar gelip kendilerini patlattı. 104 canımız hayatını kaybetti. 500’den fazla kişi yaralandı. Yargılama sürecinde ortaya çıktı ki, Marquez'in Kırmızı Pazartesi kitabında anlatıldığı gibi, Devletin güvenlikle ilgili bütün kurumlarının bilgisi olduğu katliam, adım adım gelmiş. Bir devlet düşünün ki, kendi insanına karşı yapılan katliama sessiz kalsın. Sessiz kalmayı bırakın; katillere yol versin, sırtlarını sıvazlasın. Yargılama sürecinde hakikat ortaya çıksın, adalet gerçek anlamda tesis edilsin diye çaba gösterdik. Hala da gösteriyoruz. Avukatlarımızın binbir zahmetle ortaya koyduğu deliller yok sayıldı. Katliamı aydınlatabilecek nitelik taşıyan devletin kendi soruşturmaları, istihbarat raporları görmezden gelindi. Emniyet Müdürlüğü mahkemenin kendisinden istediği bilgiler için “yok” demeye bile tenezzül etmedi, cevap vermedi.” Dedi.

“KATLİAMIN OLDUĞU YERE BİR ANIT YAPILSIN”

Katliamın olduğu yere bir anıt yapılmasın isteyen Sarıca, “Bu anıt bizim yasımız olsun, toplumsal hafızamızda 10 Ekim Katliamı’nı unutturmasın istedik. Bırakın anıt yapılmasını, meydan düzenlemesini, Belediye Meclisi’nin bu konuda almış olduğu karar bile saklandı, uygulanmadı.

Bu 8 yıl, devlet ve siyasi iktidar tarafından bizim taleplerimizi yok saymakla, katliamın üstünü örtme gayretiyle geçti. Bizler için ise bu 8 yıl, adalet arayışıyla, barış isteğiyle geçti. Türkiye’de adaletin tesisinin ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Savaş çığlıklarının çoğaldığı dönemlerde “barış” diye haykırmanın nelere mal olduğunu biliyoruz ve yaşıyoruz. Sesimizi çoğaltmaktan, dayanışmayı örgütlemekten başka bir yolumuz yoktur.” Diye konuştu.

10 ekim anması

“10 EKİM 2015 GAR KATLİAMI BİTMEDİ”

Mehmet Sarıca, 10 Ekim 2015 Gar Katliamı bitmediğini, yargılama süreciyle devam etteiğini söyleyerek, “Gözaltına alınan, tutuklanan gazetecilerin devlet nezdindeki suçlarından birinin de  bizlerin yanında olmaları, bize ses olmalarıdır. Muktedirlerin, demokratik siyasetin zeminini, yükselen baskıcı otoriter faşizan bir rejimle kaplama niyet ve düşünceleri bizlerin sesini boğmaya yöneliktir, biliyoruz. Madımak Katliamı suçlularının türlü gerekçelerle af edilmeleri, davanın zamanaşımı gerekçesiyle düşürülmesi aynı zamanda bizlere de bir ihtardır.

Soma’da madenci yakınına atılan tekme aynı zamanda bizlere de atılmıştır. İş cinayetlerine dönüşen iş kazaları sesimiz kısılsın diyedir. Bu toprakların bütün zenginliğini yağmaya açanlar, bir avuç şirkete, sermaye grubuna peşkeş çekenler talan edenler, eko kırım yapanlar adalet arayışımıza, barış isteğimize kulak asmayanlardır. Bütün bunlar bizlere gösteriyor ki, 10 Ekim 2015 Gar Katliamı bitmedi. Yargılama süreciyle devam ediyor. Anıt Meydan için projelerimize izin vermemekle devam ediyor. Her yıl dönümü anmasında bizlere çıkarılan zorluk ve engellerle devam ediyor. Bizleri zulümle, baskıyla, hatta ölümle korkutmak, terbiye etmek isteyenler bilsinler ki, bizim yaşadığımız hayat, Soma’da katledilen madenci kardeşlerimizden kalan ömürdür. Madımak’ta yakılanlardan kalan ömürdür. Patlamanın yaşandığı meydanda katledilen 104 kardeşlerimizden kalan ömürdür.

Katledilen kardeşlerimiz, anne babalarımız, çocuklarımız, yoldaşlarımız bu ömürlerini bizlere borç olarak bıraktılar. Bu borç adalet mücadelemizle, barış mücadelemizle, eşitlik, kardeşlik mücadelemizle ödenebilecek bir borçtur. Bizler bu borcu ödemekte kararlıyız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Patlamanın yaşandığı meydan, Barış Meydanı oluncaya kadar, bu meydana bu katliamı hatırlatacak anıt yapılana kadar, katliamın bütün sorumluları hak ettikleri cezaları alana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.” Dedi.

Editör: Orhun Çoban