Çivril’in en eski ibadethanelerinden biri olan Sofu Camisi, ilçenin tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçası olarak dikkat çekiyor. Çivril Kaymakamı Fatih Cıdıroğlu, camide gerçekleştirdiği incelemelerde, Çivril İlçe Müftü Vekili Ahmet Köylü ve Çarşı Mahalle Muhtarı Himmet Aksoy’dan detaylı bilgi aldı. Cıdıroğlu, caminin tarihi dokusunu korumak ve aslına uygun hale getirmek için restorasyon çalışmalarının başlatılacağını duyurdu.
KORUMA ALTINDAKİ CAMİDE RESTORASYON PLANI
Çivril İlçe Müftü Vekili Ahmet Köylü, Sofu Camisi’nin koruma altında olduğunu ve bölgedeki en eski ibadethanelerden biri olduğunu ifade etti. Köylü, “Caminin tarihi bir geçmişi var ve yapılacak düzenlemelerle tarihi dokusu yeniden ortaya çıkarılabilir” dedi. Restorasyon çalışmalarının, caminin orijinal mimari özelliklerini koruyarak yapılacağı belirtildi. Projenin, caminin hem dini hem de kültürel değerini gelecek nesillere aktarmayı hedeflediği kaydedildi.
TARİHİ OLAYLARIN TANIKLIĞI
Sofu Camisi, Çivril’in tarihinde önemli bir yere sahip. 1 Nisan 1921 tarihinde Yunan işgali sırasında cami, Yunan birliklerinin konaklama yeri olarak kullanıldı. İşgalin sona ermesiyle zaferin ardından halkın toplandığı bir merkez haline gelen cami, ilçenin tarihindeki bu önemli anlara tanıklık etti. Kaymakam Cıdıroğlu, caminin bu tarihi önemine dikkat çekerek, restorasyonun ilçenin kültürel mirasını güçlendireceğini ifade etti.
RESTORASYON SÜRECİ VE HEDEFLER
Restorasyon çalışmaları kapsamında, caminin 1950’li yıllarda eklenen sıva ve yapılar kaldırılarak orijinal dokusuna kavuşması planlanıyor. Çevre düzenlemesi ve cami çevresindeki sosyal alanların geliştirilmesi de projenin bir parçası olacak. Kaymakam Cıdıroğlu, “Bu tür projeler, ilçemizin tarihi ve kültürel dokusunu korumak için büyük önem taşıyor. Vatandaşlarımızın taleplerini dikkate alarak, caminin aslına uygun şekilde restore edilmesi için çalışmalara başlıyoruz” dedi.
SOFU CAMİSİ’NİN TARİHİ ÖNEMİ
Sofu Camisi, Çivril’in ilk yerleşim yerlerinden biri olan ve halk arasında “Höyük” olarak bilinen bölgede, Habibi Acem Türbesi çevresinde inşa edildi. 1800’lü yılların sonlarında yapıldığı tahmin edilen cami, Müslümanların bölgeye yerleşmesiyle ibadethane olarak hizmet vermeye başladı. Muhtar Himmet Aksoy, “Cami, Çivril’in ilk yerleşim yerinde inşa edilen ilk ibadethanelerden biri. Tarihi boyunca alimlerin ve ileri gelenlerin mezarlarının bulunduğu bir alan olarak da önem taşıyordu” dedi. Aksoy, 1950’li yıllarda yapılan tadilatlarla caminin orijinal dokusunun zarar gördüğünü, özellikle sıva ve ek bölümlerle tarihi yapının değiştiğini belirtti.
1950’Lİ YILLARDAKİ DEĞİŞİMLER
Sofu Camisi, 1950’li yıllara kadar “kara örtü” olarak tabir edilen orijinal haliyle hizmet verdi. Ancak bu dönemde yapılan yenileme çalışmaları sırasında camiye minare eklendi, duvarlar sıvandı ve çatı yenilendi. Muhtar Aksoy, “O yıllarda caminin etrafındaki mezarların birçoğu kayboldu. Son yıllarda ise ısıtma sistemlerinin kurulması sırasında caminin duvarlarına zarar verildi” diye konuştu. Aksoy, caminin aslına döndürülmesi halinde Çivril’in tarihine önemli bir katkı sağlayacağını vurguladı.