Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Ekim Ayı ihracat rakamlarını açıkladı. Denizli ihracatı, Ocak-Ekim ayı periyodunda geçen yıla göre %10,9 oranında gerileyerek 3 milyar 517 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye ihracatı ise aynı dönemde % 0,3 oranında artarak 210 milyar dolar oldu. İhracat rakamlarını değerlendiren Denizli Sanayi Odası Başkanı Selim Kasapoğlu, tekstil ve hazır giyim sektörünün genel olarak diğer sektörlerden negatif ayrıştığına vurgu yaparak: "TİM verilerine göre, Denizli Ekim ayında 334,3 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. 1-31 Ekim bir aylık periyotta baktığımızda Eylül ayına kıyasla yüzde 12,3 gerileyen aylık ihracatımız, 2022’nin Ekim ayına göre ise yüzde 2,9 arttı” dedi.
“EN BÜYÜK DÜŞÜŞ TEKSTİL VE HAZIR GİYİMDE…”
Sektörel olarak bakıldığında ise, yılın ilk 10 ayında geçen seneye kıyasla en yüksek oranda düşüşün tekstil-hazır giyim sektörü ile çelik sektöründe yaşandığına değinen Kasapoğlu, “Denizli ihracat rakamlarında yılın ilk 10 ayında geçen seneye göre en büyük düşüş %18,20 ile tekstil-hazır giyim, konfeksiyon sektöründe yaşandı. Çelik sektöründe de benzer şekilde düşüş %13,70 seviyesinde. Mermer-madencilik sektörümüzde gerileme genel ortalama seviyelerinde ve %11,83 olarak gerçekleşti. Kentimizin lokomotif sektörleri arasında bu miktarda gerilemeye karşı duran tek sektörün kablo-bakır tel sektörü (Elektir-Elektronik ve Demir-Demir Dışı Metaller) olduğunu değerlendirirken, bu sektörde dahi düşüşün %2,45 seviyelerinde olduğunu görüyoruz. Hedef pazarlarımızın tamamına yakını enflasyon ile mücadele ederken, uygulanan sıkı para politikaları ile de tüketicilerin talepleri kısılarak küresel ihracat sisteminin yavaşlamasına neden oluyor. Bu durum Denizli ihracatını daha yoğun bir şekilde etkiliyor. İhracata dayalı üretim ile büyüme modelini gerçekleştiren, ihracatçı bir kent olan Denizli ve Denizli Sanayisi, küresel enflasyon dalgası ve talep daralması ile uygulanan sıkı para politikalarından oldukça olumsuz etkileniyor. Bu noktada ihracat rakamlarımızda ilk on ayda yaşadığımız gerilemeyi ancak, üretimi ve ihracatı destekleyecek türden ekonomi politikalarının uygulanması ve küresel sistemde fiyat avantajının da lehimize dönmesi ile durdurabiliriz.” dedi.
