Küresel ekonomideki dalgalanmalar, 2025’in ikinci çeyreğinde de etkili olmaya devam etti. Ortadoğu’da artan jeopolitik gerilimler, özellikle İsrail-İran arasındaki çatışmalar ve Suriye’deki belirsizlik, petrol ve doğalgaz tedarik zincirlerinde riskleri artırdı. Sözkesen, “Enerji fiyatlarındaki oynaklık, üretici ve ihracatçı firmalar üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor” dedi. Ayrıca, ABD Merkez Bankası’nın (FED) temkinli faiz politikalarının, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde sermaye akışını yavaşlattığını belirtti.
TÜRKİYE’DE ENFLASYON VE FAİZ ORANLARI
Türkiye ekonomisinde ikinci çeyrekte enflasyon sınırlı bir gerileme gösterdi. Haziran ayı itibarıyla yıllık tüketici fiyat endeksi (TÜFE) %35,05 seviyesinde gerçekleşirken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yıl sonu enflasyon beklentisini %29,9’a revize etti. Sözkesen, “Fiyat artışları yavaşlasa da hizmet sektöründeki maliyet baskısı reel sektörü zorlamaya devam ediyor” şeklinde konuştu. Ticari kredi faizlerinin %60-%65, mevduat faizlerinin ise %55-%60 seviyelerinde seyrettiğini vurgulayan Sözkesen, firmaların krediye erişimde zorlandığını ve öz kaynaklarını kullanarak büyümeye yönelmesi gerektiğini ifade etti.
TCMB’NİN FAİZ KARARI VE REEL SEKTÖR
24 Temmuz 2025’teki Para Politikası Kurulu toplantısında TCMB, politika faizini %46’dan %43’e düşürdü. Sözkesen, bu kararın reel sektör üzerindeki etkisini değerlendirirken, “Borçlanma maliyetleri hala çok yüksek, krediye erişim ise sınırlı. Faiz oranlarının %30’un altına inmesi ve vadelerin 3 yıla uzaması gerekiyor” dedi. Ayrıca, yapısal reformlar ve kamu harcamalarında mali disiplinin sağlanmasının enflasyonla mücadelede kritik olduğunu belirtti.
DÖVİZ PİYASASI VE KUR RİSKİ
Döviz piyasasında TL’nin değer kaybı ikinci çeyrekte sınırlı düzeyde devam etti. Haziran sonu itibarıyla dolar kuru 40 TL, euro kuru ise 46 TL seviyesinde gerçekleşti. Sözkesen, “Kur oynaklığı azalmış gibi görünse de küresel belirsizlikler ve ekonomik reform beklentileri piyasaları etkilemeye devam ediyor” dedi. Dövizle borçlanan firmalara kur riskine karşı önlem almaları çağrısında bulundu.
SANAYİ ÜRETİMİNDE ÇELİŞKİLİ SİNYALLER
Sanayi üretiminde ikinci çeyrekte karışık bir tablo ortaya çıktı. Nisan’da üretimde %3’ün üzerinde düşüş yaşanırken, Mayıs’ta yıllık bazda artış gözlendi. Ancak Haziran’da kapasite kullanım oranı %74,6’ya geriledi. Sözkesen, “Yurtiçi maliyetlerdeki artış, uluslararası rekabet gücümüzü zayıflatıyor ve dış siparişlerde daralma sürüyor” diye konuştu.
İHRACAT VE İTHALAT RAKAMLARI
TÜİK verilerine göre, 2025’in ilk yarısında ihracat %4,1 artarak 131,4 milyar dolar, ithalat ise %7,2 artarak 180,9 milyar dolar oldu. Sözkesen, “İhracat artışı, değerli metallerin fiyat artışı ve euro/dolar paritesindeki yükselişten kaynaklanıyor. Ancak sipariş adetlerinde düşüş yaşanıyor” dedi. Bu durumun, ihracat rakamlarının göründüğünden daha karmaşık bir tablo sunduğunu ifade etti.
İŞ GÜCÜ PİYASASINDAKİ ZORLUKLAR
İş gücü piyasasında genel işsizlik oranı %8,2 olarak ölçülürken, genç işsizlik ve kadın istihdamı sorunları devam ediyor. Tekstil sektöründe yılbaşından bu yana 300.000 kişilik istihdam kaybı yaşandığını belirten Sözkesen, “Nitelikli iş gücüne erişim zorluğu sürüyor. Vergi sistemi ve SGK prim yükleri işvereni zorluyor” dedi. Mesleki eğitim ve prim teşviklerinin artırılmasının istihdam için kritik olduğunu vurguladı.
GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİNDE YENİ FIRSATLAR
Girişimcilik ekosisteminde ikinci çeyrekte 7 binden fazla yeni şirket ve kooperatif kuruldu. Ancak yüksek faiz oranları, sermaye akışını sınırlıyor. Sözkesen, “Genç girişimciler, teknoloji, yazılım ve sürdürülebilirlik odaklı iş fikirlerine yöneliyor. Çevreye duyarlı projeler ilgi çekiyor” dedi. DEGİAD olarak girişimcilik ekosistemini desteklemeye devam edeceklerini belirtti.
EKONOMİK İSTİKRAR İÇİN ÖNERİLER
Sözkesen, değerlendirmesini Türkiye ekonomisinin enflasyon ve büyüme arasında denge kurma çabasında olduğunu belirterek tamamladı. “Toplumsal huzur, hukukun üstünlüğü ve ekonomik güven, Türkiye’nin potansiyelini açığa çıkaracak temel unsurlar” dedi. Adil ve öngörülebilir bir ekonomi ortamının hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için kritik olduğunu vurguladı.