Denizli Genç İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Urhan, yaşanan ekonomik krizle ilgili açıklamalarda bulundu. Başkan Urhan yaptığı yazılı açıklamada şu sözlere yer verdi;  “İş dünyamız döviz kuru ve yüksek enflasyondan kaynaklı ciddi bir dar boğazdan geçmektedir. Özellikle doğal gaz - elektriğe yıl içinde gelen yüksek zamlar ve emtia fiyatlarındaki artışlar işletmelerimizin maliyetlerini ciddi ölçüde etkilemektedir. İşletme sermayesi ihtiyacı giderek artan KOBİ’lerimiz, başta emtia olmak üzere girdi maliyetlerindeki yükselme ve finansmana erişimdeki sıkıntılar nedeniyle çok ciddi zorluklar yaşamaktadır. Tüm bu zorlu ve olumsuz tabloya rağmen iş dünyamız yatırım inancını kaybetmemiş olsa da; bu durum ekonomide istikrarın sağlanamaması, yatırım iklimini güçlendirecek politikalar oluşturulamaması halinde sürdürülebilir olmayacaktır”

“ANCAK KALİTELİ FİNANSMANA ERİŞEBİLEN İŞLETMELER ÜRETİM, YATIRIM VE İSTİHDAMA DESTEK VEREBİLİR”

İşsizlik Yüzde 9,4  Seviyesinde Gerçekleşti İşsizlik Yüzde 9,4 Seviyesinde Gerçekleşti

“Yüksek enflasyon, yüksek kur ve faiz sarmalında özel sektörün tedarik ve finansman süreçlerini sürdürülebilir yönetmesi çok daha zor bir hale gelmiştir. Bu noktada kördüğümü çözecek hamle, özel sektöre üretim odaklı bir ekonomi için uygun koşullarda finansmana erişim kanallarının açılmasıdır. Politika faizi yüzde 14 olsa da ticarette ve bankacılıkta faizler yüzde 30-35 aralığında seyretmekte, rotatif krediler ise yüzde 50 bandına yaklaşmıştır. Döviz kredi maliyetleri ise dolar ve Euro’da uzun vadelerde yüzde 10’ların üzerine çıkmıştır. KOBİ’lerin krediye erişim kanalları artık kapanmış durumdadır. Bu maliyetlerden kredi alınabilse dahi, geri ödemelerde sıkıntılar yaşanacağı muhtemeldir. KGF destekli 150 milyar TL’lik paket açıklansa da henüz işleme alınmadığı için işletmelerimizin bu yöndeki beklentileri devam etmektedir. Böyle bir dönemde kredi musluklarının bırakın kapanmasını kısılması dahi ekonomide çarkları durduracak süreci başlatacaktır. Dolayısıyla işletmelerimiz finansmana ne kadar uygun şartlarda ve ne kadar kolay erişebilirse üretime, yatırıma ve istihdama da aynı oranda destek verebileceği gerçeği unutulmamalıdır”

“HUKUK YOKSA EKONOMİ YOK”

Ekonomi iklimi hâlihazırda güven, istikrar ve öngörülebilirlik gibi üç temel noktadan beslenmektedir. Bu üç eksene en çok hasar veren unsur ülkemizin yatırımcılar nezdindeki risk algısıdır. 650-700 bandına yerleşen CDS, 2008 yılındaki seviyelere gelmiştir. Bu durum yatırım iştahını kapatırken, işletmelerimizin de uluslararası fonlara ve kredi imkânlarına çok yüksek maliyetler ile ulaşmasına neden olmaktadır. Salt para ve maliye politikalarını kullanmak suretiyle ekonominin yönetilemeyeceği artık açıktır. Gelinen bu noktada yapısal reformlar ile güven, istikrar ve öngörülebilirliği sağlamamız artık bir zorunluluktur. Enflasyon dahil ekonomik sorunlarımızla mücadelenin asıl yolunun, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığından geçtiği unutulmamalıdır. Fikir- ifade özgürlüğünün olmadığı, adaletin sağlanamadığı güven ve hukukun tesis edilemediği bir ortamda sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik refahtan söz edilmeyeceği tartışmasız bir gerçektir.