EKONOMİ

Ekonomideki tahribat derinleşiyor

19 Mart’tan bu yana devam eden siyasi operasyonlar, Türkiye ekonomisini trilyonlarca liralık bir faturayla karşı karşıya bıraktı. Merkez Bankası rezerv kayıpları, artan faiz maliyetleri ve sermaye çıkışları, memur, emekli ve asgari ücretliye kaynak bırakmazken, iş dünyasında daralma ve güvensizlik yayılıyor.

19 Mart’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu hedef alan operasyonlar, 23 Mayıs’taki dördüncü dalgayla 230 gözaltı ve 92 tutuklamaya ulaştı. Gazete Pencere’nin haberine göre, İBB bürokrasisinden iş dünyasına uzanan bu süreç, piyasalarda büyük bir sarsıntı yarattı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi, operasyonların ekonomiye “büyük zarar verdiğini” ifade ederken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yurtdışında yatırımcı arayışları sonuçsuz kaldı.

REZERV KAYIPLARI VE SERMAYE ÇIKIŞI
Operasyonların başlamasından bu yana Merkez Bankası, döviz kurlarındaki yükselişi frenlemek için yaklaşık 60 milyar dolarlık rezerv sattı. Mart verilerine göre, iki haftada yabancı sıcak para çıkışı 5 milyar dolara, yerli sermaye çıkışı ise 14,7 milyar dolara yaklaştı. 22 Mayıs itibarıyla net rezervler 18-20 milyar dolar seviyesine geriledi, bu da 19 Mart öncesi seviyenin oldukça altında. Dolar/TL kuru 39’a, euro/TL 44’e yükselirken, TL yüzde 6,51 değer kaybetti.

FAİZ YÜKSELİŞİ VE BORÇLANMA MALİYETİ
Merkez Bankası, piyasalardaki dalgalanmayı kontrol altına almak için olağanüstü Para Politikası Kurulu toplantısıyla gecelik faizi yüzde 49’a, Nisan’da ise politika faizini yüzde 46’ya yükseltti. Bu artış, bankaların mevduat faizlerini yüzde 50-55’e, kredi faizlerini ise yüzde 60-70’e taşıdı. Hazine’nin borçlanma ihalelerinde faiz maliyetleri yüzde 7-10 artarken, döviz cinsi tahvil ihraçlarında rekor faiz oranları ödendi. Bu durum, borç çevirme oranını yüzde 147’ye çıkardı; her 100 liralık borç için 147 liralık yeni borçlanma gerekiyor.

REEL SEKTÖRDE DARALMA VE GÜVENSİZLİK
Merkez Bankası’nın Reel Kesim Güven Endeksi, Mayıs’ta yüzde 2,2 düşüşle 98,6’ya gerileyerek güvensizlik eşiğinin altına indi. TOBB verilerine göre, Nisan’da kapanan şirket sayısı, kurulanların iki katına ulaştı; konkordato ve iflaslar ise geçen yılın toplamına yaklaştı. İş dünyası, yatırım ve üretim yapamama, binlerce işletmenin kapanma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor. “Yatırım ortamı öngörülemez hale geldi,” diyen işveren örgütleri, hükümetten acil çözüm talep ediyor.

KGF DESTEĞİ YETERSİZ KALDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan dönüşü KOBİ’lere destek sinyali verdi. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Kredi Garanti Fonu’na 30 milyar liralık bir paket açıkladı. Ancak, operasyonların 3-4 trilyon liralık ekonomik tahribatı karşısında bu miktar, “çerez parası” olarak nitelendiriliyor. Şimşek’in yurtdışında güven tazelemeye çalıştığı toplantılar, sermaye girişini artırmada yetersiz kaldı.

DAR GELİRLİYE KAYNAK YOK
Merkez Bankası’nın enflasyon hedefini değiştirmemesi, temmuzda memur, emekli ve asgari ücretliye düşük zam sinyali veriyor. Operasyonların neden olduğu trilyonluk maliyet, dar gelirlilere aktarılabilecek kaynakları buharlaştırdı. Uzmanlar, bu kaynaklarla asgari ücretin 50 bin TL’ye, en düşük emekli maaşının 25 bin TL’ye çıkarılabileceğini, ancak bu fırsatın siyasi hesaplarla heba edildiğini belirtiyor. “Memur, emekli ve asgari ücretli unutuldu,” eleştirileri yükseliyor.

{ "vars": { "account": "UA-108757569-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }