Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısının artığını ve metabolizmanın bu yeni duruma uyum sağlamaya çalıştığını ifade eden Ruhan Aşkın Uzel, yaşama kaynağımız suyun, vücut ısısının belirli bir düzeyde kalmasını sağlayan önemli bir element olduğunu vurguladı.

Doç. Dr. Uzel, “Bireylerin su tüketimini belirli bir düzeyde günlük olarak ayarlaması gerekir. Çünkü yeterli miktarda alınan su, metabolizma hızını düzenler ve diğer metabolik faaliyetlerin de düzenlenmesine yardımcı olur. Suyun, besinlerin sindirilmesinden başlayarak sindirimin ardından vücuda enerji sağlanmasında görev aldığını unutmamak gerekir. Suyun vücuttaki fonksiyonlarının fazlalığından anlaşılacağı üzere, su tüketiminin olması gereken miktarda ve zamanlamada ayarlanmaması, vücutta bir takım problemlere neden olabilir. İhtiyaç duyulan su; bireylerin yaş, cinsiyet, vücut ölçüsü, metabolizma hızı, çalışma koşulları ve yaşam tarzına göre değişiklik göstermektedir. Hidrasyon bir denge mekanizmasıdır. Vücuttan solunum, ter ya da idrar/dışkı yoluyla atılan su yerine konmalıdır. Bu denge, su kaybı yönüne doğru kayarsa özellikle mevsim sıcaklığının yüksek olduğu bu günlerde bebeklerden yaşlılara kadar her yaş grubu özelinde farklı problemler açığa çıkabilir. Ancak fazla su tüketiminin de sağlık açısından riskler taşıdığını unutmamak gerekir” diye konuştu.