Acil durum hastanesinin taşınma planları yerinde incelendi
Acil durum hastanesinin taşınma planları yerinde incelendi
İçeriği Görüntüle

PAÜ Hastaneleri Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksel Altınışık Ergur, KOAH’ı zararlı gaz, toz ve kimyasallara solunum yoluyla maruz kalınması sonucu gelişen, genellikle ilerleyici ve geri dönüşsüz hava yolu hasarına yol açan bir hastalık olarak tanımladı. Hastalığın en sık görülen belirtilerinin nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarma olduğunu belirten Prof. Dr. Ergur, KOAH’ın iki ana alt grubunun kronik bronşit ve amfizem olduğunu kaydetti. Kronik bronşitte uzun süreli öksürük ve balgam ön planda iken, amfizemde nefes darlığı daha belirgin olup hastalar genellikle oturarak ve kollarıyla destek alarak nefes almak zorunda kalır.

EN BÜYÜK RİSK FAKTÖRÜ: SİGARA VE TÜTÜN ÜRÜNLERİ

Prof. Dr. Göksel Altınışık Ergur, KOAH gelişiminde en önemli risk faktörünün sigara içiciliği olduğunu vurguladı. Aktif sigara kullanımının yanı sıra pasif içicilik ve üçüncü el maruziyetin de hastalığı tetiklediğini belirten Ergur, kırsal bölgelerde tezek ve odun dumanı gibi biyoyakıt kullanımının ciddi risk oluşturduğunu ifade etti. Mesleki toz, duman ve kimyasal gaz maruziyeti, iç ve dış ortam hava kirliliği, kalitesiz kömür ile egzoz dumanının da KOAH gelişiminde önemli rol oynadığı kaydedildi.

GENETİK VE ÇEVRESEL FAKTÖRLER DE ETKİLİ

Ailede KOAH öyküsü bulunması, genetik yatkınlık, sık enfeksiyon geçirme, yoksulluk ve sağlıklı yaşam koşullarına erişememe durumlarının da KOAH riskini artırdığı belirtildi. Astım hastalarında sigara kullanımının hastalığın KOAH’a dönüşmesine yol açabildiği uyarısı yapıldı.

TEDAVİDE ÖNLEME VE RİSK FAKTÖRLERİNİN ORTADAN KALDIRILMASI ÖNCELİKLİ

Prof. Dr. Ergur, KOAH tedavisinde öncelikle risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasının esas olduğunu, özellikle sigaranın bırakılmasının en kritik adım olduğunu vurguladı. Hava yolunu genişleten ilaçlar, ileri evrede oksijen tedavisi ve gerekirse solunum cihazı desteğinin uygulandığını belirten Ergur, uygun hastalarda “akıllı tel” olarak bilinen hacim küçültme işlemlerinin de yardımcı tedavi yöntemi olarak kullanıldığını aktardı. Ancak mevcut tedavilerin hastalığı tamamen ortadan kaldırmadığını, bu nedenle erken tanı ve risk faktörlerinin kontrolünün hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.

KOAH ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIKTIR

Prof. Dr. Göksel Altınışık Ergur sözlerini şöyle tamamladı: “Geri dönüşsüz ve ilerleyici nitelikteki hava yollarında daralma ile giden hastalıkta tütün ürünlerinin kontrolü, mesleki maruziyetin önlenmesi, hava kirliliğine karşı tedbirler ve erken tanı ile etkili tedaviye başlanması en önemli adımlardır. Nefes alamamanın ve giderek efor kapasitesinin azalmasının yaşam kalitesini ne denli olumsuz etkilediğini bilerek herkesin kendini ve çevresini bu riskten koruması öncelikli hedefimizdir.”