Türkiye ekonomisinin temel taşlarından biri olan imalat sanayi, son iki yılda artan ekonomik baskılar nedeniyle ciddi bir krizle mücadele ediyor. Özellikle Denizli merkezli tekstil ve hazır giyim sektörü, kur dalgalanmaları, maliyet enflasyonu, finansman zorlukları ve ihracat pazarlarındaki talep daralması gibi sorunlarla karşı karşıya.

Güney Ege Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (GESİFED), bu krizin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda istihdam ve sosyal denge açısından da tehdit oluşturduğunu vurguladı. GESİFED Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Urhan, sektörün kurtarılması için acil ve kararlı adımlar atılması gerektiğini ifade etti.

KUR BASKISI VE MALİYET ARTIŞI SEKTÖRÜ ZORLUYOR

İmalat sanayi, özellikle tekstil sektörü, son iki yılda artan döviz kurları nedeniyle zararına üretim yapmak zorunda kalıyor. İhracatçı firmalar, düşük döviz gelirleriyle yüksek maliyetleri karşılamakta güçlük çekiyor. Enerji, işçilik, hammadde ve kira gibi temel girdilerdeki fiyat artışları, firmaların maliyetlerini satış fiyatlarına yansıtmasını engelliyor. GESİFED, bu durumun firmaları kârsızlık ve üretim kaybına sürüklediğini belirtti.

Federasyon Başkanı Hakan Urhan, Avrupa gibi ana ihracat pazarlarında yaşanan sipariş iptalleri ve fiyat kırımlarının, Türk firmalarının rekabet gücünü daha da zayıflattığını belirterek, “Kur baskısı ve maliyet artışı, firmalarımızı sürdürülemez bir noktaya getirdi. İhracatta yaşanan bu daralma ekonomiye ciddi zarar veriyor.” dedi

FİNANSMAN SIKINTISI VE ATIL KAPASİTE

Bankacılık sektöründe artan risk algısı, imalat sanayi firmalarının krediye erişimini zorlaştırdığını ifade eden Urhan, “Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, finansman eksikliği nedeniyle üretimlerini sürdüremiyor. Pandemi sonrası yapılan kapasite artış yatırımları ise talep daralması nedeniyle atıl kaldı. Bu durum, firmaların sabit maliyet baskısını artırarak iflas riskini yükseltiyor. GESİFED, bu sorunun çözümü için özel kredi paketlerinin devreye alınmasını istiyoruz.” dedi

Haziran 2025 itibarıyla imalat sanayinde kapasite kullanım oranı %74,6’ya gerilediğini belirten Urhan, “İstanbul Sanayi Odası’nın Mayıs 2025 Sektörel PMI Anketi, sektördeki daralmanın devam ettiğini ortaya koydu. Anket sonuçlarına göre, tekstil ürünleri sektörü 41,2 puanla en düşük performansı gösterirken, ana metal sanayi 48,7, ağaç ve kâğıt ürünleri ile gıda ürünleri 47,7, makine ve metal ürünler 47,5, kimyasal, plastik ve kauçuk ürünleri 47,2, elektrikli ve elektronik ürünler 47,1, kara ve deniz taşıtları ise 45,4 puan aldı. PMI verilerinin 50’nin altında olması, sektörlerdeki küçülmenin devam ettiğini gösteriyor.” İfadelerini kullandı.

TEKSTİL SEKTÖRÜ KIRMIZI ALARM VERİYOR

3 Bin gence e-ticaret fırsatı
3 Bin gence e-ticaret fırsatı
İçeriği Görüntüle

Tekstil ve hazır giyim sektörü, Türkiye’nin ihracat ve istihdamındaki kritik rolüne rağmen en ağır darbeyi alan sektör oldu. PMI verilerinde 41,2 puanla dip seviyeyi gören tekstil sektörü, “kırmızı alarm” olarak nitelendiriliyor. GESİFED, bu sektörün sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal denge açısından da vazgeçilmez olduğunu vurguladı. “Tekstil sektörü, milyonlarca insan için istihdam sağlıyor ve bu krizin görmezden gelinmesi ağır sonuçlar doğurabilir” diyen Urhan, sektörün kurtarılması için acil önlemler gerektiğini belirtti.

Sektördeki firmalar, Avrupa pazarındaki talep daralması ve fiyat baskısı nedeniyle sipariş kayıpları yaşıyor. Ayrıca, yüksek enerji maliyetleri ve hammadde fiyatlarındaki artış, üretim süreçlerini daha da zorlaştırıyor. GESİFED, tekstil sektörünün bu krizden çıkabilmesi için hem iç talebin canlandırılması hem de yeni ihracat pazarlarına yönelik adımlar atılması gerektiğini ifade etti.

GESİFED’DEN ACİL ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

GESİFED, imalat sanayi ve tekstil sektörünün krizden çıkması için kapsamlı bir çözüm paketi önerdi. İlk olarak, kur politikasında öngörülebilirlik sağlanması ve rekabetçi kur seviyesinin yeniden tesis edilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, Eximbank ve kamu bankaları aracılığıyla dövize endeksli, TL geri ödemeli özel kredi paketlerinin devreye alınması önerildi. Bu paketlerin, firmaların finansman sorunlarını hafifleteceği ifade edildi.

İç talebin canlandırılması için KDV indirimi ve sigorta prim destekleri gibi teşvikler öneren GESİFED, imalat ve perakende sektörünün bu sayede hareketlenebileceğini vurguladı. Markalaşma, dijitalleşme ve sürdürülebilir üretim alanlarında yatırım yapan firmalara ilave teşvikler sağlanması da çözüm önerileri arasında yer aldı. “Firmalarımızın küresel rekabette ayakta kalabilmesi için dijitalleşme ve sürdürülebilirlik yatırımları şart” diyen Urhan, bu alanlara yönelik desteklerin artırılmasını talep etti.

Konkordato ve iflas süreçlerinde rehabilitasyon modeli benimsenmesi gerektiğini savunan GESİFED, üretim gücünü koruyan firmaların desteklenmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, yeni ihracat pazarlarına açılım için ticaret heyetleri, fuar destekleri ve lojistik altyapı çalışmalarının hızlandırılması önerildi. GESİFED, bu adımların sektörün rekabet gücünü artıracağını ve istihdam kayıplarını önleyeceğini ifade etti.

KAMU VE FİNANS KURULUŞLARINA ÇAĞRI

GESİFED, imalat sanayi ve tekstil sektörünün Türkiye’nin üretim, ihracat ve istihdam dengesi için hayati önem taşıdığını vurguladı. Krizin görmezden gelinmesi halinde ekonomik ve sosyal alanda ağır sonuçlar doğabileceği uyarısında bulundu. “Kamu kurumlarımızı, finans kuruluşlarını ve tüm karar verici mekanizmaları, sektörlerimize yönelik hızlı ve kararlı yapısal destek adımları atmaya davet ediyoruz” diyen Hakan Urhan, bu çağrının tüm paydaşlar tarafından ciddiye alınması gerektiğini ifade etti.

Federasyon, sektörün toparlanması için önerilen adımların bir an önce hayata geçirilmesini bekliyor.