Denizli’nin Merkezefendi İlçesi Saraylar Mahallesi’nde bulunan 9 katlı Ziraat Bankası şube binasının yıkım ve onarım ihalesiyle ilgili asbest denetimi yapılıp yapılmadığı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na soruldu. Bakanlığın Çevre Yönetimi ve Denetiminden Sorumlu Şube Müdürlüğü verdiği yanıtta, “Eski binalarda asbest kullanıldığına dair yasal bir düzenleme yok” dedi. İlgili yanıtta ayrıca 2004 ve 2021 tarihli yönetmelikler yok sayılarak “Günümüzde ekonomik ömrünü tamamlayan binalar için asbest raporu hazırlama yükümlülüğü bulunmamaktadır” denildi.

MAKSİAD’dan Teknoloji Fakültesine Ziyaret MAKSİAD’dan Teknoloji Fakültesine Ziyaret

“YÖNETMELİKTE VAR AMA BAKANLIK ‘YOK’ DİYOR!”

İş Güvenliği Uzmanı Deniz İpek, yıkım işlemi esnasında binadaki çalışmayı fotoğraflayarak Bilgi Edinme Kanunu kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına binadaki asbest denetimi ve işçi sağlığı önlemleriyle ilgili sorular yöneltti.

“Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik”, “Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik” ve “Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmelik” gereği imal tarihi çok eskilere dayanan kent merkezinde halk sağlığı tehdidi oluşturabilecek yıkım ve onarım işlemi hakkında sorulara soran İpek şu sorulara yanıtlar istedi; “Hizmetlerin verilmesine ilişkin bir çalışma yapılmış mıdır? Eski yapılarda ülkemizde eskiden kullanılması yasak olmayan asbestli yalıtım malzemeleri kullanıldığı bilinmektedir. Ziraat Bankası Denizli şubesi binası yıkım öncesinde ve yıkım sırasında; yıkım alanında ve çevresinde risk varlığını tespit etmek için havada asbest lif yoğunluğu ölçümü yapılmış mıdır? Emredici yönetmelikler gereği Asbest Söküm Uzmanı görevlendirilmiş midir? Asbest söküm planı hazırlanmış mıdır?​”

Asbest Envanter Raporu ve Asbest Söküm Raporları olması gerektiğini belirten İpek’e verilen yanıtta bakanlık böyle bir yükümlülük olmadığını iddia etti.

Asbest Varmı

“MÜTEAHHİTLERİN CÜZDANI HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR!”

Bakanlığın özellikle bu cevabı vermesini çok manidar bulduğunu belirten İş Güvenliği Uzmanı İpek yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı; “Yönetmelik ve ilgili kanunlardan açıkça anlaşıldığı üzere asbest ayrıştırması ve yıkım öncesi envanter raporu alınması zorunlu. Bu olayda Çevre bakanlığına göre nasılsa yıkım gerçekleşip hafriyat tamamen temizlendikten sonra ortada numune alınıp da asbestin tespit edileceği bir inşaat atığı kalmayacak. Buna güvenerek bu kadar rahat kanuna aykırı cevap verebiliyorlar. Belediyelerin bir kısmı sadece gelir arttırıcı faaliyet olarak gördükleri için asbestmiş, tozmuş, sulamaymış çok umurlarında olmuyor harç keselim yeter mantığındalar.”

“ÖLÇÜMLERİ VE NUMUNE ALIMLARINI -MIŞ GİBİ YAPIYORLAR”

Müteahhitlerin ise yıkıp geçme mantığıyla hareket ettiğini ve asbest çıkması durumunda maliyet artacağı düşüncesiyle seçici yıkım yapmadığını dile getiren İpek, “Asbest laboratuvarları ticari olarak olaya baktıkları için ve müteahhitler devamlı müşterileri olduğu için ölçümleri ve numune alımlarını -mış gibi yapıyorlar. Bakanlık ve belediyeler arasındaki mevzuatsal açıklardan ve denetimsizlikten halk sağlığı ciddi tehlike altında özellikle deprem illeri hepsi birer açık şantiye, milyonlarca insan akciğer kanseri türleri ile karşı karşıyalar. Binada asbest olmasa bile tehlikeli madde olabilecek, halk neler soluyor belli değil” diye konuştu.

Kaynak: Evrensel Gazetesi