Herkesin derdi kendine büyük, herkesin acı eşiği, acıyı yaşama şekli bile farklı bu Dünya’da. Aynur abla, belki de bu Dünya’da yaşanacak en büyük acıyı, evlat acısını yaşamış. Bu acı onun elinin tatlılığını bulmasına neden oldu belki de(bu benim fikrim) bazı mutsuz olaylar insanın silkelenip yeniden başlamasına neden oluyor. Sıfırdan başlamak değil de, tecrübe ile yeniden başlamak çok güzel.  Aynur abla sahip olduğu becerisini, ev ekonomisine katkı sağlamak için başlamış. Tabiki girdiği bu yolda engellerle, sıkıntılarla karşılaşmış ama o hiçbir zaman yılmamış. İlk sattığı reçel geri dönüşte yol parasını bile karşılamamış. “Olsun yarın 2 tane reçel satarım. Sonraki gün 5 tane. Böyle böyle olur” demiş. İnsanın kendini motive etmesi ne kadar güzel. “Ben senin yanındayım, bana güvenebilirsin” sözleri ne kadar boş. İnsanın kendine güvenmesi, kendini motive etmesi gerekli önce.

Yemek yapmak, el işi yapmak, reçel yapmak ve evde yapılacak daha birçok işler var… Yeteneğiniz ne olursa olsun hiç fark etmez. Sadece iyi olduğunuz konunun üstüne gidin. Mutlaka başarılı olursunuz. Tıpkı Aynur Abla’nın parmakla gösterilen başarısı gibi. Tek başına çıktığı bu yolda, şimdilerde ise yanında eşi, çocukları, gelinleri, kızı, 2 tane de kadın çalışanı bulunuyor. Evinin çatısını doğal bir reçel imalathanesine dönüştürmüş. Bazı kadınların başarısını görünce gıpta ile bakarsınız ya… Aynur Aynaoğlu’da o girişimci kadınlardan biri…

Aynur abla Buharkent’te yaşıyor. Bu tadına doyulmaz reçelleri sadece Buharkentliler yemiyor tabiJTürkiye’nin dört bir yanına kargo ile ulaşıyor. Gerçekten de basit ama anlamı ne kadar büyük bir cümle “KADIN İSTERSE YAPAMAYACAĞI İŞ YOKTUR”

Kadın olmak çok güzel bir duygu, hele de böyle güzel kadınlarla tanışınca daha da güzel. Aynur abla iyi ki 3 yıl önce öksürük nöbetlerim tutmuş. İkram ettiğin kozalak şurubu sayesinde ne kadar güzel bir bağımız oluştu. Kısaca tanışmamızı anlatmak istiyorum aslındaJ kadın girişimcilerin stant açtığı bir kafede röportaj sırasında sık sık öksürük nöbetlerim oldu. Sürekli kesmek zorunda kaldım röportajları. Ciğerlerimim söküleceğinden korkmuş olmalı ki Aynur ablaJ “ ablacım çok kötü öksürüyorsun. Bak bu kozalak şurubu, sabah akşam tüket, ciğerlerin nefes alacak, bu da benim sana ikramım” diyerek kavanoz şişesini elime tutuşturdu. Ben birkaç haftaya toparladım. Öksürüğüm kesildi. Şurubun devamını aldım. Halen daha içiyorum J seninle gurur duyuyorum Aynur abla. İyiki sen o gün geldin yanıma. Yoksa hayatımıza her zaman güzel insanlar girmiyor. Sen “evde olup, ben ne yapabilirim” diyen tüm kadınların sesisinJ