Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve diğer ihtiyaç sahibi makamların genel maksat helikopteri ihtiyaçlarının özgün bir platformla karşılanması hedefiyle yürütülen Özgün Helikopter Programı Sözleşmesi, Savunma Sanayii Başkanlığı ile Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) arasında imzalanarak 6 Eylül 2013'te yürürlüğe girdi. T625 helikopterinin ilk uçuşunu aylar önce açıklanan gün ve saatte başarıyla yapmasının arkasında TUSAŞ'ın helikopter teknolojilerinde yıllardır geliştirdiği altyapı ve bilgi birikimi yer alıyor. Özellikle Atak helikopterinde elde edilen tecrübeler, projeye çok önemli katkı verdi. Türkiye ve TUSAŞ, Atak helikopteriyle teknik bilgi, insan kaynağı, prestij, kendine güven, imkan ve kabiliyet, tesis, yatırım, bakım, işletme, satış, pazarlama gibi çok farklı alanlarda kazanımlar elde etti. Türkiye'nin Atak gibi üstün performansa sahip bir taarruz helikopterine sahip olması genç nüfus ve büyük bölümü genç olan mühendisler üzerinde pozitif etki yarattı. T625'i bundan sonra uzun ve zorlu bir süreç bekliyor. Helikopter yaklaşık 2 yıl boyunca bir dizi yer ve uçuş testine tabi tutulacak. Helikopter ve sistem seviyesinde 100'den fazla test yapılacak. Sivil kullanımı da olacak T625, bu nedenle askeri helikopterlerden farklı olarak sivil sertifikasyondan da geçecek. Türkiye, sahip olduğu teknolojiyle kendi transmisyonunu yaptı. 6 tonluk T625'te kullanılan bu teknolojiyle ihtiyaçlar doğrultusunda 1,5, 5, 10 ton gibi farklı modellerde helikopterler geliştirilebilecek, bir helikopter ailesi oluşturulabilecek. TUSAŞ, bu teknoloji sayesinde dünyanın önde gelen helikopter üreticilerinden biri olma fırsatını da yakalamış oldu.