Yemekten sonra tatlısız duramıyor, sofradan kalkınca kendinizi koltuğa bırakıp uyuyakalmak istiyorsanız… Belki de mesele sadece yorgunluk değil.
Günümüzün en yaygın ama bir o kadar da görmezden gelinen sağlık sorunlarından biriyle karşı karşıyayız: İnsülin direnci. Hani şu “doktor bende gizli şeker var dedi” diye geçiştirilen, ama aslında vücutta fırtına öncesi sessizliğin habercisi olan durum. Obezite ve diyabet gibi ciddi hastalıkların arifesinde, sessizce sinsice ilerleyen bir durak. İnsülin direnci, hücrelerimizin insülin hormonuna cevap verememesiyle başlıyor. Yani vücut, şekeri hücrelerin içine sokmak için kapıyı çalıyor ama hücre anahtarı tanımıyor. Sonuç? Kanda dolaşan yüksek şeker, bitmeyen açlık hissi ve enerji çöküşleriyle gelen bir kısır döngü…
Bir düşünün… Yemekten sonra eliniz mutlaka tatlıya gidiyor mu? Uyanır uyanmaz canınız karbonhidrat mı çekiyor? Kahvaltıyı ettiğiniz halde saat 11’de bir açlık krizi kapınızı mı çalıyor? Hele ki akşam yemeğinden sonra “sadece 10 dakika uzanayım” diyerek saatlerce süren koltuk uykularına mı dalıyorsunuz? Bu örnekler size tanıdık geldiyse, geçmiş olsun: İnsülin direnci kapınızı çalmış olabilir. Üstelik farkında olmadan yıllarca onunla yaşıyor olabilirsiniz. Çünkü insülin direnci hemen hastalık olarak kendini belli etmez. Ama zemin hazırlar: Tip 2 diyabet, obezite, karaciğer yağlanması, kolesterol sorunları ve daha fazlası…
PEKİ, NE YAPMALIYIZ?
Bu işin çözümü bir ilaçta, bir mucize çayda değil. İşin sırrı sürdürülebilir bir yaşam tarzı değişikliğinde. Yani:
• Karbonhidratı seçerek tüketmek. Beyaz ekmek, şekerli gıdalar, kuru meyveler gibi glisemik indeksi yüksek besinler yerine; tam tahıllar, kuru baklagiller, mevsim sebzeleri ve ekşimsi meyveler tercih edilmeli.
• Altın günü menüsüne biraz mola. Börekler, kekler, pastalar yerine tok tutan, kan şekerini zıplatmayan seçenekler sofraya gelmeli.
• Düzenli hareket. Her gün yapacağınız yarım saatlik yürüyüş bile hücrelerin insülinle yeniden barışmasını sağlayabilir.
• Kilo kontrolü. Sağlıklı bir kiloda olmak, insülin direncinin en önemli ilacıdır. Kilo verildikçe hücrelerin insüline yanıtı artar.
BİR ADIMLA BAŞLAR
İnsülin direnci kader değil. Eğer bugün adım atarsanız, yarının diyabet hastası olmayabilirsiniz. Ömür boyu insülin iğneleriyle uğraşmak yerine, birkaç sağlıklı alışkanlıkla yaşam kalitenizi katbekat artırabilirsiniz. Unutmayın, bu süreçte yalnız değilsiniz. Uzman desteği almak, bu yolculukta hem bilgilendirir hem de motive eder. Yorgunluğunuzu geçici bir uykuya, tatlı krizlerinizi alışkanlığa bağlamayın. Vücudunuz size bir şey anlatıyor olabilir. Kulak verin. İnsülin direnciyle savaşmak zor değil ama fark etmek ve ciddiye almak şart. Sağlıkla kalın, bilinçle yaşayın.