Kiraz, sadece bir meyve değildir Honaz’da. Her bahar, sabah serinliğinde uyanan köylü için umut demektir, alın terinin meyvesi, yuvaya dönen kazancın adı… Ama bu yıl Honaz’ta kiraz dalda değil. Çünkü ne arı vardı ne güneş.

Arılar gelmedi. Çünkü tam da tozlaşmanın, döllenmenin olması gereken o kritik 10 gün boyunca gökyüzü açılmadı. On gün boyunca hiç durmadan yağan yağmur, çiçekleri boğdu. Arı, güneşsiz çıkmaz peteğinden. Çiçeğe varamayan arı, meyveyi yazamaz. Böylece kirazın hikâyesi bu yıl başlamadan bitti.

Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek’in sesi, bu yılki festival duyurusundan çok, toprakla kuruyan bir sesin tercümesi gibiydi. Kepenek tabloyu şöyle anlattı:

“Bu sene kiraz rekoltesi çok düşük. Özellikle döllenmenin en çok olması gereken günlerde on gün boyunca aralıksız yağış yaşadık. Kiraz çiçekleri meyveye dönüşemedi. Geçen yıl 14.500 ton ihracat yapılmıştı, bu yıl sadece 700 ton… Yani üretim 14’te bire düştü. Çiftçiler için çok zor bir dönem.”

Bu düşüş, yalnızca bir sayının küçülmesi değil; bir köyün umudunun, bir yörenin emeğinin çürümesi demekti. Kiraz olmadı. Ama acıki, tek olmayan meyve kiraz değildi bu yıl.

CENNET HURMASI DA CEHENNEMİ YAŞADI

Honaz sadece kirazla değil, Cennet hurmasıyla da tanınır. Ama o da dondu. Tarım sadece hava durumu değil, zamanın sabrını isteyen bir iştir. Cennet hurması ağaçları, gecelerin soğuk sert ellerine yenildi.

Kepenek bu durumu şöyle anlattı;

“Ürünü don vurduğu gibi 5 yaşın altındaki hurma ağaçlarının tamamı don nedeniyle öldü. Bu ne demek biliyor musunuz? Yeniden fidan dikmek, beş yıl beklemek demek. Yani çiftçi en az 10 yıllık bir gelirini kaybetti. Türkiye’de on yıl gelir olmadan yaşayabilecek çiftçi oranı %1 bile değil.”

Sözler acı ama gerçekti. Çünkü bu yıl Honaz’ta sadece kiraz değil, sabır da dondu.

FESTİVAL İPTAL EDİLMEDİ: UMUT HER ŞEYE RAĞMEN DEVAM EDECEK

Ve tüm bu yıkıma rağmen festival yapılacak. 47 yıldır aralıksız düzenlenen Honaz Kiraz Festivali bu yıl meyvesiz ama umuttan yana zengin bir biçimde 5-6-7 Temmuz’da Göz Piknik Alanı’nda gerçekleşecek. Konserler, halk oyunları, çocuk şenlikleri…

Çünkü bu festival, yalnızca kirazı kutlamak için değil; üretimin, dayanışmanın, toprağın hakkını savunmak için var.

Kepenek’in kararlılığı bunun da ötesinde bir şey söylüyor:

“Biz köyü terk etmeyeceğiz. Tersine göçü savunuyoruz. Üretmezsek yaşayamayız. Denizli nüfusunun %75’i şehirde. Ama üretim köyde… Bu festival, yeniden ayağa kalkmanın, üretime olan inancın bayramı olacak.”

Honaz’ta bu yıl dallar boş. Ama yürek dolu. Arı gelmedi, çiçek yalnız kaldı. Ama insanlar birbirine tutundu. Bir festival, bir meyvenin değil; dayanışmanın, inancın ve sabrın simgesine dönüştü.

Toprak bazen vermez. Ama sevgi, umut ve direnç varsa yeniden filizlenir. Honaz, bu yıl onu yapıyor.