Ekonomi cephesinde rüzgâr sert esiyor. Hem küresel durgunluk, hem içeride üretim maliyetlerinin yükselişi, hem de sermaye iştahındaki temkinlilik sanayiciyi “bir adım geri” durmaya itiyor. Ama böyle zamanlarda sahada kalanlar, inatla üretenler, planlamadan şaşmayanlar ve inançla yürüyenler fark yaratıyor. Bu farklardan biri, hatta belki de en dikkate değer olanı Denizli’nin doğusunda, Çardak Ovası’nda yükseliyor.

Evet, Çardak Organize Sanayi Bölgesi’nden söz ediyorum.

Çardak OSB, 1997’de kurulmuş. O gün için 3 milyon 270 bin metrekarelik alan öngörüsü, Türkiye’nin sanayi politikaları düşünüldüğünde cesur bir adım. Dönemin ekonomik şartlarında bu büyüklükte bir alan, yalnızca sanayi değil aynı zamanda bir vizyon tarifiydi. Ama ne yazık ki bu vizyon, bir süre sonra durağanlıkla yüzleşmek zorunda kaldı. Tek sektöre dayalı yapı, ülkenin yaşadığı ekonomik krizler, küresel dalgalanmalar, yatırımcının geri adımı… Derken Çardak OSB, bir hayalin kenarında bekleyen “potansiyel”e dönüşmüştü.

Ta ki 5 yıl öncesine kadar.

Okan Konyalıoğlu’nun yönetim kurulu başkanlığına gelişi, Çardak OSB için yalnızca idari bir değişiklik değildi; bu bir zihniyet dönüşümünün de başlangıcı oldu. İlk karşılaştıkları tablo: 1,5 milyon dolarlık borç, yetersiz altyapı, ilgisiz yatırımcı. Ama Konyalıoğlu ve yönetim kurulu ekibi meseleyi sadece borç ödemek ya da yol yapmakla sınırlı görmedi. Onlar, bu bölgeyi yeniden planladı. Üstelik kelimenin tam anlamıyla.

Kapsamlı bir “master plan” hazırlandı.

Sadece fabrika inşa etmek değil; eğitim kampüsleri, yeşil alanlar, sosyal donatılar, otel, paylaşımlı ofisler, hatta evcil hayvan dinlenme alanlarına kadar düşünülen bir model. Çünkü mesele yalnızca üretim değil, sürdürülebilir bir yaşam alanı kurmaktı. Ve bu plan, adım adım uygulanmaya başlandı.

Şimdi dönüp bugüne bakalım!

400 milyon dolarlık yatırım tamamlandı.

18 fabrika üretime geçti, 11 fabrikanın inşaatı sürüyor.

2 bine yakın kişiye doğrudan istihdam sağlanıyor.

Tam kapasiteye ulaşıldığında bu sayı 5 bine yaklaşacak.

İlk kez Denizli’ye gelen sektörler: kalem üretimi, evye, balata, kedi-köpek maması.

Toplam 85 sanayi parseli, 52 aktif yatırımcı.

Ve belki de en kritik veri: Bugün Türkiye genelinde 20-25 bin metrekarelik sanayi parseli bulmak neredeyse imkânsızken, Çardak OSB hâlâ bu büyüklükte alanlar sunabiliyor. Üstelik zemin iyileştirmeleriyle birlikte metrekare fiyatı yalnızca 25 dolar civarında. Bu, yatırımcının önünü görebildiği nadir fırsatlardan biri.

Çardak OSB’nin yatırımcıyı cezbeden en temel gücü; stratejik büyüklükteki parselleri uygun maliyetle sunabilmesi. Türkiye’de birçok OSB’de 5-10 bin metrekarelik parseller dahi yokken, burada 20-25 bin metrekarelik yatırım alanları hâlâ mevcut. Ayrıca, zemine yapılan teknik düzenlemelerle birlikte maliyet artmadan yatırım yapılabilir zemin koşulları sunuluyor.

“Arazi fiyatı 20 dolarsa, zemin düzenlemeleriyle bunu 25 dolar gibi düşünün ama karşılığında dört dörtlük bir altyapıya sahip oluyorsunuz” diyor Konyalıoğlu.

Bu hem yatırımcıya maliyet avantajı sunuyor hem de sanayi planlamasında ölçek ekonomisini mümkün kılıyor.

Bugün Türkiye’de birçok organize sanayi bölgesi hâlâ genişleme alanı ararken ya da yatırımcıyı beklerken Çardak OSB’de parsel bulmak hiçte zor değil. Bunun nedeni yalnızca fiziki altyapı değil; aynı zamanda yatırımcıya verilen güven, uzun vadeli vizyon ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle şekillenen bir anlayış.

Küresel enflasyon, yüksek finansman maliyeti, yatırımcının ürkekliği, devlet teşviklerinin sınırlılığı gibi tüm olumsuzluklara rağmen bu bölgedeki yatırım ivmesi aslında bize önemli bir mesaj veriyor: Planlama, iletişim, samimiyet ve sürdürülebilirlik varsa sermaye gelir. Para, her zaman güveni takip eder.

Bir de Çardak OSB’nin öyle bir etkisi oldu ki…

Bugün sadece OSB değil, Çardak ilçesi de dönüştü. Bozkurt ve çevre köylerde kiralık ev bulmak zorlaştı. Fabrika sahipleri, çalışanlarıyla birlikte bölgeye taşınıyor. Bu da ekonomik canlılığı yalnızca sanayiyle değil, perakende, konut, ulaşım gibi alanlarla da besliyor.

Ve belki de bu hikâyenin en anlamlı kısmı Konyalıoğlu’nun şu sözlerinde saklı;

“Organize Sanayi Bölgesi’ni sadece üretimle değil, buradaki çocuklarla büyüteceğiz. Eğitimi iyileştireceğiz, sosyal yaşamı iyileştireceğiz. Yalnızca sanayi değil, bir yaşam alanı inşa ediyoruz.”

Bu sözler bir yöneticiden değil, bu topraklara inanan bir kalkınmacıdan geliyor.

Türkiye’nin kalkınması yalnızca metropollerin yatırım almasıyla değil, Anadolu’daki üretim odaklarının güçlenmesiyle mümkün. Çardak OSB, bu açıdan yol haritası arayan birçok yer için model olabilir. Düşük profilli bir başlangıç, yüksek profilli bir vizyonla birleştiğinde sonuç bambaşka bir hikâyeye dönüşebilir.

Okan Konyalıoğlu’nun liderliğinde şekillenen bu yapı, yalnızca Denizli’nin değil, Türkiye’nin kalkınma ihtiyacına sessiz ama etkili bir cevap veriyor.

Kalkınmanın sesi her zaman gür çıkmaz. Bazen uzak bir ovadan yükselir.